| Söylediğim tek kelimeyi bile anlamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتى لم تفهمى كلمة مما قلتة , أليس كذلك ؟ |
| Seni hep seveceğim. Anlıyor musun? | Open Subtitles | انا سأحبك دائما هل تفهمى ؟ |
| Bu mektup üzerimde bulunur, ya da sana ulaşacak olursa her kelimesine inanmanı ve Anlamaya çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | لو عثرتى على هذا الخطاب منى لو وصل اليك فى اى وقت اريدك ان تصدقى كل كلمة وردت به وان تحاولى ان تفهمى |
| İçindeki şeytanla yüz yüze geldiğimi Anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | هل لا تفهمى اننى كنت وجها لوجه مع الشر الذى داخلها ؟ |
| Afrika'da kalacaksan bunları anlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمى هذه الأشياء إذا كنت تنوين البقاء فى أفريقيا |
| Ama bir şeyi anlamanı istiyorum. Sahada, komuta bende. | Open Subtitles | لكننى أحتاجكِ أن تفهمى شيئاً أنا القائد فى الميدان |
| Seni bulurlarsa, keşke ölseydim dersin, anladın mı? | Open Subtitles | إن عثروا عليكى فسوف يقتلوكى, هل تفهمى ؟ _ |
| Bir hata daha yapma şansım olmadığını neden anlamak istemiyorsun? | Open Subtitles | ألا تفهمى أن هذا هو الخطأ الأخير الممكن أن أفعله؟ |
| anlamıyorsun. Ben başka gezegenden gelen bir uzaylıyım. | Open Subtitles | انتى لم تفهمى بعد, انا كائن فضائى من كوكب مختلف |
| anlamıyorsun. Sen onun için sadece küçük bir toz tanesisin. | Open Subtitles | أنت لم تفهمى أنت بالنسبه لها مجرد ذره تراب |
| - Yaptığı şeyi ödemeli. Hayır, anlamıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن يدفع جزاء مافعله ــ لا ، أنتى لا تفهمى |
| Ne dediğimi Anlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تفهمى ما اقوله ؟ |
| Ben kazandım. Anlıyor musun? | Open Subtitles | انا فزت, هل تفهمى هذا ؟ |
| Lütfen Stephanie, o kadınla olanları Anlamaya çalış... | Open Subtitles | لذا, ارجوك يا ستيفانى, حاولى ان تفهمى بشأن هذه الفتاة |
| Sadece burada neyle uğraştığımızı Anlamaya çalış. | Open Subtitles | حاولى فقط أن تفهمى ما نتعامل معه هنا |
| Anlamıyor musun tatlım? | Open Subtitles | أنت مازلت لا تستطيعى أن تفهمى, يا عزيزتى? |
| - Anlamıyor musun? Burayı bizden başka belki 5 kişiye daha kiralamışlardır. | Open Subtitles | الم تفهمى سوف يوجد على الأقل خمس اشخاص اخرين دفعوا الإيجار و حصلوا على المفاتيح |
| anlamalısın, ona çok borcum vardı. | Open Subtitles | لابد ان تفهمى اننى كنت مدين له بكثير من المال. |
| Milyonların hayatı tehlikede. Bunu anlamalısın. | Open Subtitles | الملايين حياتهم على المحك يجب أن تفهمى هذا |
| Neden senden kaçmak zorunda kaldığımı anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انا اريدك ان تفهمى لماذا كان على الهرب |
| Seni bulurlarsa, keşke ölseydim dersin, anladın mı? | Open Subtitles | إن عثروا عليكى فسوف يقتلوكى, هل تفهمى ؟ _ |
| Sydney, anlamak zorundasın, Soğuk Savaş'ın doruklarındaydık. | Open Subtitles | يجب أن تفهمى انه كان فى قمة الحرب البارده |
| Ama hala anlamadın, değil mi? | Open Subtitles | مازلتى لم تفهمى |
| anlaman için görmen gerekiyor ama büyük bir manyetik alana bağlı gibi. | Open Subtitles | سيتوجب عليك رؤيته لكى تفهمى ذلك ولكنه مُغطى بطبقة من المجال المغناطيسى |
| Bunu yanlış anlama Anne ama kapa şu siktimin ağznı tamam? | Open Subtitles | لا تفهمى هذا خطأ يا أمى لكن إخرسى ، إتفقنا ؟ |
| Bunu anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | أيمكنك أن تفهمى هذا ؟ |