| Göğe yükselip, tehlikeye atlıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقفزين للسماء تكونين أول من يواجه الخطر. |
| Hemen atlıyorsun, hemen bırakıyorsun. Bu Daniel'ın huyu. Hızlı hareket. | Open Subtitles | تقفزين فيه, تخرجين منه هذا (دانيال) فيك, العجلة في التصرف |
| Yani şimdi sen istediğin herhangi bir arayabaya atlayıp gider misin? | Open Subtitles | تقفزين فى أية سيارة تريدينها ثم تنطلقين بها؟ |
| Araçların önüne atlayıp kazalara neden oluyormuşsun. | Open Subtitles | انتي كنتي تقفزين فوق السيارات وتسببي الحوادث |
| Eğer seni yalnız bırakırsam gidip yine suya atlarsın, değil mi? | Open Subtitles | اذا تركتك بمفردك سوف تقفزين في الماء مرة آخرى, أليس كذلك؟ |
| Lokomotiflerden duman yükselir, koşarsın ve atlarsın. | Open Subtitles | محركات تدخن للأعلى , و انت تجرين و تقفزين |
| Balkondan atladığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتك تقفزين من النافذه |
| Ne zamandan beri sonuçlara böyle atlıyorsun? | Open Subtitles | منذ متى وانت تقفزين في الاستنتاجات؟ |
| atlıyorsun demek. | Open Subtitles | تقفزين عن الصف السادس |
| Akla gelebilecek her soruna atlıyorsun. Bu yüzden sana "Tehlikeli Alan" diyorlar. - Ne diyorlar? | Open Subtitles | تقفزين في كل مهمة عسيرة يمكن تخيلها ذلك هو السبب في تسميتكٍ (المنطقة الساخنة) |
| Sonra da atlıyorsun! | Open Subtitles | وعندها تقفزين. |
| Evet sen Al Jolson, sen de suya atlayıp "Babamı seviyorum!" diye bağırmak ister misin? | Open Subtitles | وانتِ هل تريدين القفز الى الماء ؟ وايضاً اصرخي وانتِ تقفزين * احب ابي * |
| "atlayıp git kendini boğ." dedim resmen. | Open Subtitles | انا الذي جعلتك تقفزين في النهر |
| Sıranın önüne dümdüz atlarsın. | Open Subtitles | سوف تقفزين مباشرةً إلى أول الصف |
| İyi ip atladığını duydum. Merhaba. | Open Subtitles | تقفزين جيدا |
| Daha önce atladığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتك ِ تقفزين |