"تقلق بشأني" - Translation from Arabic to Turkish

• Beni merak
• için endişelenme
• Beni dert
• için endişe
• için endişelenmene
• için endişelenmeyin
• için endişelenmeni
• dert etme
• benim için
• endişelenmene gerek

Sevgilim, bu konuda Beni merak etmeni istemiyorum.
حبيبي، أريدك ألا تعد تقلق بشأني

Beni merak etmene gerek yok, kardeşim.
ليس عليك أن تقلق بشأني يا أخي.

Beni merak etme, tamam mı?
لا تقلق بشأني, حسناً؟ سأكون بخير.

Benim için endişelenme.
لا تقلق بشأني , أنا أحاول جرّك لهذه الجريمة

Sanırım o bizi buradan çıkarabilir. Buradan çıkmalısın. Benim için endişelenme.
أعتقد أنها يمكن أن تُخرجنا من هنا أنت بحاجة للخروج من هنا لا تقلق بشأني

Tüm yollar kar nedeniyle kapalı Ama Beni dert etme.
لا تقلق بشأني ، يوجد الكثير من الأشخاص هنا معي

-Benim için endişe etme, bir şey olmaz.
-لا تقلق بشأني.. سأكون بخير -هل أنت متأكد

Beni merak etme. Sadece kendine dikkat et.
لا تقلق بشأني فقط اقلق بشأن نفسك

Beni merak edeceğin kadar yaşlanmadım daha!
أنا لست عجوز جدا حتى تقلق بشأني

Bir şey duyarsan kaç. Beni merak etme.
إذا سمعت أي شيء ، اهرب لا تقلق بشأني

Toplantında iyi şanslar, tatlım. Ayrıca lütfen Beni merak etme.
حظا سعيدا في اجتماعكم و لا تقلق بشأني.

Sen Beni merak etme. Sen kendi işine odaklan.
لا تقلق بشأني ركز فقط على عملك

Peki, sen Beni merak etme.
التزلج على الجليد حسنا لا تقلق بشأني

Beni merak etme. Böyle şeylere karşı iyi bir gözüm vardır.
لا تقلق بشأني بوسعي تبيّن هذه الأمور

Benim için endişelenme. Bu şeyle başa çıkabilirim.
إياك أن تقلق بشأني أستطيع الإعتناء بنفسي

Benim için endişelenme. Ben başımın çaresine bakarım.
لا تقلق بشأني استطيع الإعتناء بنفسي

Sen de yastasın. Benim için endişelenme.
أنت أيضا في حداد حزن لا تقلق بشأني

Dedektif Kim Jae Myeong, benim için endişelenme.
المُحقق كيم جاي ميونغ، لا تقلق بشأني.

Beni dert etme.
بشرط أن لا تفعلوا أشياء مضحكة لا تقلق بشأني

Peder benim için endişe etmene gerek yok.
أبتي، لا تقلق بشأني

Elliott sen eve gelene kadar uyumayacağım benim için endişelenmene gerek yok.
ايليوت لن انام حتى تصل الى المنزل لا عليك ان تقلق بشأني

Önemli değil. Benim için endişelenmeyin.
أوه، أنا على ما يرام لا تقلق بشأني

Einstein için geri gelmem gerekiyordu ve benim için endişelenmeni istemedim.
لقد عدت من أجل آينشتاين... ولا أريدك أن تقلق بشأني... .

Bak, endişe etmen çok dokunaklı ama endişelenmene gerek yok ki.
اسمع , اهتمامك مؤثر لكن يجب عليك أن لا تقلق بشأني