| Yarıyol uzay istasyonu henüz tamamlanmadı, yani bugün sistemi Jumper kullanarak test edeceğiz. | Open Subtitles | محطة الفضاء الوسيطة لم تكتمل بعد حتى الآن.. لذا سوف نختبر البرنامج اليوم بإستعمال مركباتنا الطائرة |
| Bir yanı uyanmak istiyor ama ruhani yürüyüşü henüz tamamlanmadı. | Open Subtitles | جزء منه يحاول الإستيقاظ ولكن مسيرته الروحية لم تكتمل |
| Yani daha ismi bile yok. Daha bitmedi bile. | Open Subtitles | إنها جديدة ولم يتم تسميتها بعد إنها حتى لم تكتمل |
| Transfer tamamlandığında yumurta hücre, ideal olarak verici çekirdeğini kendininki olarak kabul eder. | Open Subtitles | تنتقل مكان الخليه الميته حتى تكتمل عملية النقل والخلايا المغذيه يجب ان تتقبل |
| Bir gün büyüyüp babanın evini çöplüğe çevireceksin ve hayat döngüsü tamamlanmış olacak. | Open Subtitles | يوماً ما ستكبرين و تحطمين شقة اباكى و دائرة الحياة ســ تكتمل |
| Biter bitmez yüz tanımlama programımıza yükleyelim. | Open Subtitles | أريدك أن تدخل الصورة في قاعدة البيانات لدينا عندما تكتمل |
| Her şeyi ortaya çıkarıp, soruşturma bittiğinde görevinin başına dönecek. | Open Subtitles | بدون علم منديز الآن بعد ان تتشافى و تكتمل تحقيقاتنا الداخلية |
| Dedim ki, Vay anasını! Çember tamamlandı! | TED | وأدركت ، ياللهراء ، فلسوف تكتمل الدائرة. |
| Nereden gelirsen orda kalacaksın tamamlanana kadar. | Open Subtitles | من المكان الذي أتيت منه تبقي فيه... . حتي تكتمل ثانياً. |
| Yoldaşlarım haritayı aldı, yakında geçit açılmış olacak, ve benim görevim tamamlanacak. | Open Subtitles | إن الخريطة بحوزة إخواني، وعما قريب سوف تُفتح البوابة، وسوف تكتمل مهمتي. |
| Döngü henüz tamamlanmadı. Bütün çalışmalarınız heba olacak. | Open Subtitles | المهمة لم تكتمل , كل ماقمنا به سيذهب هباء |
| Diğerleri tamamlanmadı, hâlâ devam ediyor. | Open Subtitles | والبعض الآخر لا تزال قيد التنفيذ، لم تكتمل حتى الآن. |
| Korkarım uyandılar ve iş tamamlanmadı. | Open Subtitles | أخشى أنهما استقيظا ولم تكتمل الفعلة |
| - Raporum henüz bitmedi, ama gemide yayılmaya başlayan çok garip bir davranış saptadım. Öyle mi? | Open Subtitles | ملاحظاتي لم تكتمل بعد, لكنني لاحظت بعض التصرفات الغريبة في طاقم السفينه |
| İkinci katın odaları bitmedi ve kış geliyor. | Open Subtitles | لم تكتمل غرف الطابق الثاني بعد وأوشك فصل الشتاء على الحلول |
| Lakin, bütün geliştirmeler tamamlandığında çekirdek, geminin tüm sistemlerine eklemlenmiş olacak. | Open Subtitles | لكن حين تكتمل الترقيات، سيندمج الحاسوب مع نظام السفينة |
| Hava saldırıları tamamlandığında, kara kuvvetlerimiz onlara katılacak. | Open Subtitles | قواتنا الأرضية ستلتحق بهم حين تكتمل الضربات الجوية |
| Ve bu sürecin 2007'de tamamlanmış olması gerekiyordu ama belli ki bitmemiş ve elimizde sarin gazı var. | Open Subtitles | وتلك الآلية كان يجب ان تكتمل في عام 2007, ولكنها لم و لن تكتمل بعد. نحن نملك غاز السارين. |
| Buradaki görevim biter bitmez sizinle birlikte dünyanıza geri döneceğiz. | Open Subtitles | سأكون سعيدا للعودة إلى الأرض معك حالما تكتمل مهمتي |
| Bu duruşma bittiğinde bu komitenin, benim hakkımda dürüst, düzgün bir insan olduğuma | Open Subtitles | املي هو عندما تكتمل هذه الجلسات ان تختم هذه اللجنة بقول انني شخص نزيه |
| Birkaç hafta içinde, birinci aşama tamamlandı. | Open Subtitles | في غضون أسابيع، تكتمل الدورة الأولى |
| tamamlanana kadar uygulamaya geçiremeyiz. | Open Subtitles | لن نستطيع تطبيقها بشكل صحيح حتى تكتمل. |
| Bir gün, büyüyeceksin ve babanın evini darmadağın edeceksin ve hayat döngünü tamamlanacak. | Open Subtitles | يوما ما سوف تكبرين وتدمرين بيت اباكى ودائرة الحياة سوف تكتمل |
| Bu yeni ırk yaratıklar hazır oldu diyelim, sonra ne olacak? | Open Subtitles | بعد أن تكتمل هذه السلالة الجديدة من المخلوقات ماذا بعد ؟ |
| Devre tamamlanır ve tüm elektronlar fırsatlarla dolu karaya akın eder. | Open Subtitles | تكتمل الدائرة حينها وكل الإلكترونات تذهب إلى الأرض، |
| Eser tamamlanınca, sonunda kompozisyonu bir bütün olarak, cam gibi suyun üzerinde yüzen bir buz dağını veya köpüklerle zirve yapan bir dalgayı deneyimleyebiliyorum. | TED | حالما تكتمل اللوحة، أستطيع إختبارها بكليتها كجبل جليدي يطفو فوق المياه الزجاجية، أو أمواج مزبدة بالرغوة. |
| Uzay aracı tamamlandığı zaman bizi yeni evimiz Saadetonya'ya götürecek. | Open Subtitles | وعندما تكتمل مركبتنا الفضائية سيصطحبنا لوطننا الجديد "بيلستونيا" |
| Evet, zaten başladı ama soru şu, onarım tamamlanmadan önce onu tekrardan aktif edebilir miyim? | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك هل يمكن أن إعادة تنشيطها قبل أن تكتمل إصلاح نفسها |
| -Küçük bir hediye, bir kız için, bunsuz Tamamlanmamış olan. | Open Subtitles | هدية صغيرة للفتاة التي لن تكتمل الا بها ماذا حدث؟ |