| Prue, kendini tamamen Büyülüler'e adamayı bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | برو، عليكِ التوقف عن تكريس حياتكِ لأجل المسحورات |
| Asil bir düşünce ama son nefesimi daha çok nefes alabilmeye adamayı tercih ederim. | Open Subtitles | حسنا, شعور نبيل لكن أفضل تكريس أخر نفحات الهواء للحصول على هواء أكثر |
| Kutsal yasalar sadece Tanrı'ya ithaf edilmiş ve kutsanmış kiliselerde geçerlidir. | Open Subtitles | قوانين الملاذ تطبق للكنائس التي تم تكريس العبادة والتقديس فيها |
| Ticaret odası bizden ithaf törenini yeniden planlamamızı istiyor. | Open Subtitles | الغرفة التجارية تطلب إعادة جدولة تكريس الرصيف |
| Geçmişim olan tek şey, Geraldo tüm hayatımı McKinley Lisesi öğrencilerine adamak. | Open Subtitles | التاريخ الذي لدي جيرالدو هو تكريس حياتي من أجل طلاب ثانوية ماكنلي |
| Mafya öğretisine adanmış zulüm ve köle gibi sadakat, | Open Subtitles | مع تكريس وحشيته الضاريه وولائه المنقطع النظير لمنظمه المافيا |
| İsim ithafına gelmesine izin verecekler gibi duruyor. | Open Subtitles | ويبدو أنهم سيسمحون له لحضور مراسم تكريس الرصيف |
| İsim ithafından önceki gün Danny, Wayne Lowry'i aramış. | Open Subtitles | اليوم الذي يسبق تكريس الرصيف "داني" اتصل بـ "واين لاوري" |
| Asil bir düşünce ama son nefesimi daha çok nefes alabilmeye adamayı tercih ederim. | Open Subtitles | حسنا, شعور نبيل لكن أفضل تكريس أخر نفحات الهواء للحصول على هواء أكثر |
| Ne yani, şimdi buraya bana birden bire hayatını insanlara yardım etmeye adamayı istediğin falan gibi bir yalan söylemeye mi geldin? | Open Subtitles | إذن ماذا، أنت هنا لتخبرني بأنّك قررت تكريس حياتك لمساعدة النّاس |
| Kendilerini tek bir kişiye adamayı... beceremezler. | Open Subtitles | إنهمليسواقادرين... . على تكريس أنفسهم ... |
| Kendimi Etiyopya mutfağına adamayı düşünüyorum: | Open Subtitles | أفكر فى تكريس يوم للطبخ الأثيوبى |
| Hayır, hayatını insanlara yardım etmeye adamayı söylüyorum. | Open Subtitles | لا, أعني تكريس حياتك لخدمة الآخرين |
| Ancak hayatını kaybeden meslektaşlarımızı onurlandırmanın en iyi yolu kendimizi bu yüce ülkenin değer ve ideallerine adamayı sürdürmekten geçiyor. | Open Subtitles | ولكن لا أرى وسيلة أكثر ملائمة لتكريم زملائنا الذين سقطوا إلا خلال إعادة تكريس أنفسنا إلى قيم والمثل العليا لهذه الأمة العظيمة |
| Şehir habire şu ithaf törenini gündeme getiriyor, bende bir tarih belirledim. | Open Subtitles | ادارة المدينة استمروا بالاتصال علي وسؤالي عن تكريس الرصيف لذا حددت موعداً لذلك |
| Yarın ki iskele ithaf töreninden önce söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنخبرها غداً قبل موعد تكريس الرصيف |
| Gervaise krala karşı gibi görünme korkusundan yeni oyununu size ithaf etme ricasından vazgeçti. | Open Subtitles | (جيرفيس) تراجع عن طلبه في تكريس مسرحيته الجديدة لكِ بدافع الخوف من الملك. |
| Babamın izinden gitmek ve kendini bir söylenceye adamak yani. | Open Subtitles | السير على خطا والدي، من خلال تكريس حياتك لخرافة؟ |
| Ve vazgeçerek şöyle alıntı yapabilirsin: "Kendini kampanyaya adamak." | Open Subtitles | وتتنحين عن منصبك وتقولين إنك تريدين تكريس نفسك للحملة الانتخابية |
| Her birey partiye adanmış olmalıdır! | Open Subtitles | يجب تكريس أنفسنا "للجبهة"! نحن نخدم قضيتنا أكبر منا جميعا |
| İtalyan arkadaşımız içinse de operasına adanmış bir ilham perisi. | Open Subtitles | صديقنا الإيطالي (موسى) تكريس إدائه في الأوبراه |
| Sophie Teyze'min kutsama törenini bölüyorsun. | Open Subtitles | -إنّك تقاطع تكريس خالتي (صوفي ). |
| Danny'nin isim ithafına geleceğinden nasıl bu kadar eminsiniz? | Open Subtitles | كيف علمت قطعاً أن "داني" كان سيأتي إلى تكريس الرصيف؟ |
| İsim ithafından önce temiz bir sayfa açmak için. | Open Subtitles | وفتح صفحة جديدة قبل تكريس الرصيف |