| Simran Raj'la evlenmeye karar vermiş. Ben de onun mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | سيمران وافقت ان تتزوج من راج أنا اريدها فقط أن تكون سعيدة |
| Kim Hye Jin'in mutlu olmasını istemiştim ama mutluluğu tadamadan öldü. | Open Subtitles | لقد أردت أن تكون كيم هي جين سعيدة لكنها ماتت قبل تكون سعيدة.. |
| Onu seviyorum. mutlu olmasını isterim. Yani, eğer o çocuğu seviyorsa, ben de seveceğim. | Open Subtitles | أنا أمها أحبها أريدها أن تكون سعيدة أعني إن كانت تحب الرجل فسوف أحبه أيضاً |
| Korkarım... bu dünyada hiç mutlu olmayacak. | Open Subtitles | أخشى من أنّها لن تكون سعيدة على هذه الأرض |
| mutlu olmayı da sevilmeyi de hakediyorsun. | Open Subtitles | أنك تستحق أن تكون سعيدة. يستحق أن يكون أحب. |
| Bu ailede mutlu olmak isteyen başkaları da var. | Open Subtitles | هناك أشخاص آخرين في هذه العائلة تريد أن تكون سعيدة أيضآ |
| Ve ona mutlu olması gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | وقلت لها أنني أعتقد بأنها تستحق أن تكون سعيدة |
| İlaçlıydı. Oh, seni Valusya Limanı'nda görünce kraliçen çok sevinecek. | Open Subtitles | ملكتك سوف تكون سعيدة عندما تراك فى فاليوسا |
| Mia'yı seviyorum ve onun mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | نعم، إنظري، أنا أحبّ مايا أريدها أن تكون سعيدة |
| mutlu olmasını istemiyorum. Evet | Open Subtitles | لا اريدها ان تكون سعيدة بدوني هل انا اناني هكذا ؟ |
| Ona da karşı çıkmadım. Sadece mutlu olmasını istediğimden değil. | Open Subtitles | انا وافقتها في ذلك ايضا لكن ليس فقط اني اردتها ان تكون سعيدة هي كذلك |
| Bu yüzden haddimi aşıp; mutlu olmasını istediğimi söyledim. | Open Subtitles | لذا خرجت من مكاني وأخبرتها بأني أتمنى أن تكون سعيدة |
| Fakat onun mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | و لكنني أدركت.. انا فقط أريدها أن تكون سعيدة مرة أخرى.. |
| Ama uzun zamandır istediği şeyi yaparken mutlu olmasını isterim. | Open Subtitles | لكني أتمنى أن تكون سعيدة و هى تقوم بعملها الذى رغبت فيه طوال حياتها. |
| Priya SAMEER'le evlenecek ve SAMEER yalnız hala Priya evlendikten sonra mutlu olmayacak ben bunu anlamıyorum ama Sameer hayır,evliliğimizin fedakarlık üstüne olsun istemiyorum | Open Subtitles | "بريا " ستتزوج " سمير " و " سمير " وحده عمتي " بريا " لن تكون سعيدة بهذا الزواج -وأنا أفهم ذلك جيدا |
| Ama şirket neden bir uçakta olmadığımı öğrenince pek mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لكن المؤسسة لن تكون سعيدة و لهذا السبب أنا لست في طائرة حتى الآن. |
| - Cadıya tekrar mutlu olmayı öğretmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نُعلم الساحرة كيف تكون سعيدة مُجددًا |
| Kızımın mutlu olmak için ikinci bir şans beklemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد لإبنتي أن تظطّر لإنتظار فرصة ثانية كي تكون سعيدة |
| Bizim için önemli olan sadece Rosa'nın mutlu olması değil, aynı zamanda... | Open Subtitles | ...المهم بالنسبة لنا هو أن روزا يجب أن تكون سعيدة |
| Eminim annen bunu duyduğuna çok sevinecek. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن أمك سوف تكون سعيدة لسماع هذا |
| Böylece UMD'yi rezil edersiniz, ki hoşunuza gideceğine eminim FBI mutlu olur, Savcılık mutlu olur, ben de mutlu olurum. | Open Subtitles | ستغلبون مكافحة المخدرات وهو الشيء الذي اعرف انكم تحبون فعله والشرطة الفيدرالية تكون سعيدة ومحامي الولايات المتحدة |
| Gemiyi kaybedersem yönetim mutlu olmaz. Bu hiç de iyi olmaz. | Open Subtitles | إذا لو فقدت هذه السفينة الإدارة لن تكون سعيدة, وهذا ليس شيء جيد |
| Kate yanında ördeklerin olmadan yaptığın suçlamalardan pek te memnun olmayacak. | Open Subtitles | كيت لن تكون سعيدة بكونك تتجولين و توجهين الاتهامات |
| Senin gerçekten mutlu olmanı istiyor çünkü seni çok seviyor. | Open Subtitles | هى حقاً تريدك أن تكون سعيدة لانها تحبك كثيراً |
| Neden onun çok yakışıklı ve dolgun dudaklı adamla mutlu olmasına izin vermiyorsun. | Open Subtitles | دعها تكون سعيدة مع ذلك الرجل الفحل الوسيم منتفخ الشفاه |
| Olan bunca şeye rağmen nasıl mutlu olabilir? | Open Subtitles | كيف سوف تكون سعيدة بكل الذي يجري معها؟ |
| Eminim mahkeme de bunu duymaktan memnun olacaktır. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن المحكمة سوف تكون سعيدة بسماع هذا ، أيضاً |