| Belki de bu şekillerin her birinin eşit bir dayanağı var. | TED | من المحتمل ان تكون هذه الاشكال على قدم المساواة مع كل الآخرين |
| Nanitleri bu kadar karmaşık programlayabilirsen aradığım cevap bu olabilir. | Open Subtitles | لو بوسعك برمجة النانو لهذا التعقيد، قد تكون هذه الإجابة |
| Bu bir sorun olabilir ama sana başka bir tane verebiliriz. | Open Subtitles | أجل، قد تكون هذه مشكلة ولكن يمكننا الحصول لك على بديل |
| Bu da ikinizin "sonunda bir araya geldik" hafta sonunuz mu olacaktı? | Open Subtitles | اليس من المفترض ان تكون هذه العطلة الاحتفال الكبير لعودتكم معاً اخيراً؟ |
| Olabilir. Bu aynı zamanda bizim için bir şans olabilir. | Open Subtitles | ربما، لكن يمكن أن تكون هذه نهاية سعيدة بالنسبة لنا |
| - ...bu senin aradığın hayat olabilir. - Kesinlikle benim istediğim şey. | Open Subtitles | عندها يمكن ان تكون هذه الحياة تناسبك لانها بالفعل هي من تناسبني |
| Yani iki kurbanın da yolu şüpheliyle burada kesişti. Bağlantı noktası bu olmalı. | Open Subtitles | لذلك هذا هو مكان تلاقي الضحايا مع المشتبه يجب أن تكون هذه العلاقة |
| bunlar yolculuğunuzda sizi güvende tutacak ve kurtuluşunuza hizmet edecekler. | Open Subtitles | قد تكون هذه حمايتك في رحلتك وتكون بمثابة صك خلاصك |
| Birkaç saniye sonrasındaysa bilgisayarda kendi kendine birtakım işler dönmeye başlar, ki bu genelde kötüye işarettir. | TED | بعد عدة ثوان. الأمور تبدأ تحدث على الحاسوب من تلقاء نفسها، عادة ما تكون هذه علامة سيئة. |
| Aslında, belki de bu deney yüzünden Silikon Vadisi inovasyon konusunda müthiş bir başlangıç yaptı. | TED | في الواقع، قد تكون هذه التجربة هي السبب في كون وادي السيليكون انطلق في بدايته الكبيرة مع الإبتكار. |
| Evet, belki de bu iyi bir fikir değildir. | Open Subtitles | بعد تقليب الأمر برأسي فربما لا تكون هذه فكرة جيدة |
| Belki de bu oyun sadece yardakçılar içindir. | Open Subtitles | ربما تكون محقاً ربما تكون هذه اللعبة للأطفال |
| - Olan neyse, senin için buradayım biliyorsun. - Evet, sorun bu olabilir. | Open Subtitles | مهما كان , تعلم أنى هنا من أجلك أجل , ربما تكون هذه مشكله |
| Geldiğin yerde işleri yoluna koymanın yolu bu olabilir. | Open Subtitles | حسنا ، قد تكون هذه الطريقة تسوية الامور من حيث جئت. |
| Çünkü seni kurtaracak tek şey bu olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه الذكرى هي الوحيدة القادرة على إنقاذك |
| Pekâlâ, acil durum prosedürü uyguluyoruz. Durma. Bu bir kaçma girişimi olabilir. | Open Subtitles | حسناً، نحن في حالة طوارئ لا تتوقّق قد تكون هذه محاولة للهرب |
| Fakat bu gerçeğe sırtını dönme. Bu bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | ولكن لا تهربي من ذلك يُمكن أن تكون هذه فرصة |
| bunlar da kıskançlık ve öfke olmalı Bu da demek oluyor ki papaz ve polis de kurtuldu. | Open Subtitles | ولابد أن تكون هذه كرات الحقد والغضب وهذا يعني بأنَّ القسيس والشرطي بخير |
| Zeki dostumuzu tuzağa düşürme şansı olabilir bu. | Open Subtitles | قد تكون هذه هي الفرصة لتوريط صديقنا الذكي |
| - Bu sorun olabilir. - Bu gezegene araçla gelmedik. | Open Subtitles | ربما تكون هذه مشكله إننا لم نسافر الى هذا العالم من خلال مركبه |
| Öyle değilse bile, konumuz bu olmalı. | Open Subtitles | حسناً ، إذا لم تكن ، فيجب أن تكون هذه هى القضية |
| Dünyanın alması gereken kararlar bunlar olmalı. | TED | يمكن أن تكون هذه قرارت يتردد صداها حول العالم. |
| Umuyorum ki bu hikayenin şimdiki zamanda da izleri olsun. | TED | آمل ان تكون هذه القصة لديها بعض الصدى لعصرنا. |
| Bir daha olmayacak. Size gümüş bir heykel sunacağım. | Open Subtitles | سوف تكون هذه المرة فقط و سوف أتبرع بتمثال من الفضة |