| Bu namussuzu kendi oyununda alt etmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | يجب ان تكون هناك طريقة لهزيمة هذا الملعون في لعبته |
| Onun hislerini geri kazanmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة لاستعادة مشاعرها. |
| Sudan kurtulmak zorundayız. Mutlaka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد أن نتخلص من المياه لابد أن تكون هناك طريقة |
| Bak, Luke Walt'un anısını onurlandırmanın daha iyi bir yolu olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هناك طريقة ألطف لتكريم ذكرى والت ما الذي تعنيه؟ |
| Belki de bu dünyayı görmenin başka bir yolu vardır. | Open Subtitles | ولكن ربما تكون هناك طريقة أخرى لرؤية هذا العالم. |
| Tanrım, keşke bu kısmı geçmenin bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | آلهي أتمنى لو تكون هناك طريقة يمكننا أن نتخطى جزء المواعده |
| Sudan kurtulmalıyız. bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد أن نتخلص من المياه لابد أن تكون هناك طريقة |
| Ketçap açmanın kolay bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن تكون هناك طريقة أسهل لفتح الكاتشب. |
| Gerçeği bulmanın başka bir yolu olmalı. - Ben F.B.I.'dan Özel Ajan Mulder, rozet nmumaram: | Open Subtitles | يجب ان تكون هناك طريقة أخرى للوصول للحقيقة. |
| İblis, ölümlü. Onu durdurmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | شيطان، قاتل، يجب أن تكون هناك طريقة لإيقافه |
| bir yolu olmalı, zekamdan son derece eminim. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة ما أنا متأكد من دقة ملاحضتي لكن في هذا الوقت تبدو الأمور سيئة |
| Bunu yapmanın daha hızlı bir yolu olmalı. | Open Subtitles | أتعرفين ، ربما تكون هناك طريقة أسرع لفعل ذلك |
| Bu kalenin yapabildiği onca şey arasında, onun izini bulabilmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | مع كل ما تستطيع هذه القلعة أن تفعله لا بد أن تكون هناك طريقة لتعقبها |
| Ona yardım etmemizin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | أعني, لابد أن تكون هناك طريقة ما لمساعدتها |
| Bunu yapmanın daha kolay bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن تكون هناك طريقة أسهل للقيام بهذا. |
| Artie'nin iyi tarafına ulaşabilmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة للوصول للجانب الخير الحقيقي من آرتي |
| Hey, hey bekle. Başka bir yolu olabilir. | Open Subtitles | لحظة, لحظة, لحظة, ربما تكون هناك طريقة أخرى |
| Ama evrenin bir sınırı olup olmadığını anlamanın başka bir yolu olabilir. | Open Subtitles | ولكن ربما تكون هناك طريقة لإكتشاف إذا كان للكون حدود |
| Eğer iletişime geçerse, belki hâlâ pazarlık yapmanın bir yolu vardır. | Open Subtitles | إذا حاول الاتصال، ربما تكون هناك طريقة لنتفاوض بها |
| Anne, keşke başka bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | أمي ، أود أن تكون هناك طريقة أخرى |
| Ben düşünüyordum da efendim, belki de bana yeni bir dükkan açmaktansa başka bir yol vardır. | Open Subtitles | كنت , أفكر سيدي ربما , كما تعلم بدلا من , أن تشتري المحل ربما تكون هناك طريقة أخرى |
| Bu meselenin özüne inebilmek için bir yol olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون هناك طريقة واحدة فقط للوصول الى نهاية هذا الأمر |