| Onu bulduğumuz için şanslıyız, çok güzel gömlek ütülüyor. | Open Subtitles | أعتقد بأننا محظوظين لوجودها معنا أنها تكوي الملابس بشكل جيد |
| Eğer ekmeğini almasına izin verirsen, onun donunu ütülüyor olacaksın. | Open Subtitles | إذا تركته يأخذ الخبز سيجعلك تكوي سرواله الداخلي |
| Bizden biri dışarıda satılıyor sen burada gömlek ütülüyorsun. | Open Subtitles | واحدة منا هناك يتم بيعها، وأنت هنا تكوي قميصك |
| Hala gömleklerini kendin ütülüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ما زلتَ تكوي قمصانكَ بنفسك، أليس كذلك؟ |
| Önlüklerini ütülemeyi teklif etti mi? | Open Subtitles | هل عرضت عليكِ أن تكوي ملابسكِ؟ |
| Önce kendi kıyafetlerini kendin ütüle diyor, şimdi de gardırobuna mı el koydu? | Open Subtitles | أعني، أوّلاً أرادتك أن تكوي ملابسك، والآن تستولي على الخزانة؟ |
| Yatakta ufak bir delik olsa taşaklarından birini kaybedersin. Kendi kıyafetlerini ütülemeye korkuyor olman çok sinir bozucu. | Open Subtitles | أعتقد أيضا أن من الغباء أن تخافي من أن تكوي ملابسكِ |
| Ablam kıyafetleri ütülüyor. | Open Subtitles | الأخت الكبيرة تكوي الملابس. |
| - Patrice pantolonlarımı hep yanlış ütülüyor. | Open Subtitles | -باتريس" تكوي بناطيلي بطريقة خاطئة" |
| . ..gömleğini kendin mi ütülüyorsun? | Open Subtitles | اليوم انت تكوي قميصك بنفسك |
| Neden üniformamı ütülüyorsun? | Open Subtitles | لماذا تكوي زيي المدرسي؟ |
| Gömleğimi ütülemeyi unutma! | Open Subtitles | لا تنسي أن تكوي قميصي - نعم سيدي - |
| Amore... Çabuk, ceketimi ütüle. | Open Subtitles | عليك أن تكوي ملابسي |
| Metin: "Sadece pelerinini ütülemeye ve gökyüzüne dönmeye yetecek kadar vaktin var." | TED | نص: "لا يوجد وقت كافٍ لك إلا أن تكوي ردائك.. لتعود مجدداً نحو السماء" |