"تلعبين" - Translation from Arabic to Turkish

• oynuyorsun
• oynar
• oynamıyorsun
• oynarken
• oynuyordun
• oynuyorsunuz
• oynadın
• oynamak
• oynuyor
• oynadığını
• oynayacaksın
• oynamayı
• oynadığın
• oynamana
• yapıyorsun

Kore'de en çok saygı duyulan 3.kadın, neden bozuk bir makineyle oynuyorsun?
ينبغي أن تكونين الثالثة أكثر احتراماً بكوريا لماذا تلعبين بآلة الخياطة وتكسيرها

Söylemeliyim, 23 yaşındaki bir kadına göre çok iyi oynuyorsun.
عليّ أن أقول, أنتِ تلعبين بشكل ممتاز لإمرأة في الـ23

Bana göre, ateşle oynuyorsun.
الطريقة التي يبدو لي بها, انتِ تلعبين بالنار.

Yüzünüz tanıdık geldi. Squash oynar mısınız?
انت تبدين معروفه لى , هل تلعبين الأسكواش

- Memnun oldum. - Memnun oldum. Golf oynamıyorsun, değil mi?
ـ سررتُ برؤيتك ـ سررتُ برؤيتكِ، إنّكِ لا تلعبين الغولف، صحيح؟

Basket oynarken seni izlemeye gelebilir miyim?
ماذا تقولين لو جئت ورأيتك تلعبين في وقت ما

Kaia hala iyi cadıyı mı oynuyorsun?
كايا ، هل مازلت تلعبين دور الساحرة الجيدة ؟

İyi bir dost olmaya çalıştığını biliyorum, ama çok tehlikeli bir oyun oynuyorsun.
أعلمأنكتحسبيننفسكصديقةجيدة، لكنك تلعبين لعبة خطرة ً جدا ً.

Söylemesi zor, sen sadece eğlence için oynuyorsun.
من الصعب القول لكنك تلعبين فقط لأجل المرح

Dur, dur! Yine korkmuş kurbanı oynuyorsun.
أنتظري, ها أنتِ تلعبين دور الضحية الخائفة الآن

Ama şimdi burada başka bir şey için oynuyorsun. Ne olduğunu da biliyorsun.
لكن الان ان تلعبين شىء اخر حتى انت تعلمين هذا

- Susan artık gerçek bir canavarsın, ve bu, iyi adamlarla iyi bir ligde oynuyorsun demek.
أنت وحش حقيقي الآن مما يعني بأنك تلعبين مع الرجال الكبار

Çocuk, niyetinin iyi olduğunu biliyorum ama ne olduğunu bilmediğin güçlerle oynuyorsun.
طفلتى .. أن كلامك جبد لكنك تلعبين بأشياء لاتفهميها

Sayın Bakan Ulusal Loto oynar mısınız?
سيدتي الوزيرة، هل تلعبين اليانصيب الوطني الخاص بك؟

Buldum! Sessiz sinema oynar mısın?
هل تلعبين لعبة التمثيلية التحزيرية.

Ben "Neden başka numaralara da oynamıyorsun?" diye sorunca da...
كنت اقول عزيزتي لم لا تلعبين ارقاما أخرى

Şimdiye kadar bu oyunu oynarken var aptal moronlar çalışabilir Yani, ama bana çalışmaz.
هذا قد ينجح مع الحمقى الذين تلعبين معهم هذه اللعبة لحد الآن لكنه لن ينجح معي

Dolaptaydın, ve oyun oynuyordun. Neydi, Tecavüzcü mü?
عندما كنت تلعبين تلك اللعبة الإغتصاب السريع؟

Hemen geliyorum! Hangi oyunu oynuyorsunuz?
سأوافيك بعد قليل أى نوع من الكرات تلعبين ؟

Lezbiyen bir itfaiyeci rolünde oynadın.
أنتِ تلعبين دور سيدة إطفاء شاذة جنسياً في منصّة تنقيب عن النفط في بحر الشمال

Bu oyunu oynamak istediğinden emin misin?
هل أنتي متأكدة بانكي تعرفين كيف تلعبين اللعبة؟

Tatlım, sen benim ligimde değilsin, ...kendimi maymunla satranç oynuyor gibi hissediyorum.
عزيزتي، أنتِ بعيدة عن هذا المجال و كأنّك تلعبين الشطرنج مع قرد

Rahibelerle voleybol oynadığını gördüğüm günden beri kendime mani olamadım.
منذ أول يوم رأيتك فيه تلعبين الكرة مع الراهبات لم أتمالك نفسى

Bilmez miyim. Yine hile mi yapacaksın, düzgün mü oynayacaksın?
أعرف هذا، هل سوف تخدعيني مجدداً أم تلعبين بشكل عادل؟

Rozetlerle ve pullarla oynamayı bırakamaz mısın?
ألا يفترض أن تكوني بالخــارج تلعبين بأشرطة التزييـن و الأحصنة الصغيرة ؟

Senin her zaman oynadığın oyun. Tek farkla: Bu gece ben kazandım.
نفس اللعبة التي تلعبين لكن الليلة، ربّحت

Sen küçükken her istediğin oyunu oynamana izin verdik, değil mi?
لقد تركناكِ تلعبين كما يحلو لكِ عندما كنتِ صغيرة، أليس كذلك؟

-Kalkma. Sen ölü numarası yapıyorsun. -Ah, evet.
هاي ، عودي إلى وضعك الأول فأنت تلعبين البوسم