Büyük ekran televizyonu ve müzik setini hediye olarak mı aldınız? | Open Subtitles | أعطاَك تلفزيون شاشةِ كبيرِة و نظام هاي فاي كهدية؟ أنت تستهبل |
Büyükannenin plazma televizyonu var. | Open Subtitles | سنرى ما هناك الجدة لديها جهاز تلفزيون مُسطّح |
Kendini işe yarar hissetmek istiyorsan, neden şu allahın belası televizyonu tamir etmiyorsun? | Open Subtitles | أنت لاتَجْعلُ نفسك مفيد هنا؟ لماذا لاتجعل هذا تلفزيون ثابت؟ |
Hayır.Sinemaya gitmem, televizyonum bile yok | Open Subtitles | كلا. أنا لا أذهب أبداً إلى السينما, وليس لدي جهاز تلفزيون. |
Bu mesaj her gazetede okunmalı, her radyoda duyulmalı, her televizyonda izlenmeli. | Open Subtitles | يجب أن تقرأ هذه الرسالة في كل صحيفة و أن تسمع في كل إذاعة و أن ترى في كل محطة تلفزيون |
Lütfen izin verin DAC televizyonu rahatlıkla çalışabilsin. | Open Subtitles | خلال إجراءات الامتياز المحرجة جداً رجاءً دع تلفزيون الجهورية |
Bu akşamki Sakura televizyonu'nun saat 6 haberlerine bir cevap yollayacağız. | Open Subtitles | سنبث هذا الرد في أخبار السادسة على تلفزيون ساكورا |
Bu, verimsiz bir tasarım. Mesela, Penny'nin televizyonu düz ekran. | Open Subtitles | إنه تصميم غير متكافئ على سبيل المثال، بيني عندها تلفزيون مسطح |
Okuldakiler, televizyonu akıllarına gelen her tür şeyi söylemek için, ...kullanmaya başladılar. | Open Subtitles | قام الطلاب باستخدام محطه تلفزيون المدرسة لقول كل أنواع الأشياء |
Lütfen birinci ekrana Higuchi'nin arabasını, ikinci ekrana Sakura televizyonu'nu verin. | Open Subtitles | أرجو أن تضع هيجوتشي على الشاشة واحد و تلفزيون ساكورا على الشاشة اثنان |
Higuchi direk Sakura televizyonu'na gitmiyor galiba; çünkü ters yolda. | Open Subtitles | ألن يذهب هيجوتشي إلى تلفزيون ساكورا ، إنه يتجه إلى مكان آخر |
Sakura televizyonu'nu Higuchi'nin dikkatini çekmek için kullanacağız. | Open Subtitles | سنستخدم تلفزيون ساكورا لنقوم بجذب انتباه هيجوتشي |
televizyonum yok. Pekala, bu çılgınca. Haksız mıyım? | Open Subtitles | ليس لدي تلفزيون حسناً, هذا جنون, الست محقة؟ |
Hoşuma gittiği için mi televizyonum ya da laptopum yok sanıyorsun? | Open Subtitles | كنت أعتقد أنني أحب عدم وجود جهاز تلفزيون أو جهاز كمبيوتر محمول؟ |
Hayır, televizyonum yok ama iyiymiş. | Open Subtitles | لا ، ليس لدي تلفزيون ولكن يبدو لي أنه شئ مهم |
Babam onun televizyonda şirin görünerek seçimleri kazandığını söylüyor. | Open Subtitles | أبي قال بأنه سرق الإنتخابات بأن ظهر كولد جميل على تلفزيون. |
TV şovu için bir fikrim var. Bay televizyon 50'lerin yıldızlarını yayınlıyor. | Open Subtitles | فكرة رائعة لبرنامج تلفزيون التلفزيون ينظر لنجوم الخمسينيات |
- Bir televizyon bayiinin oradan geçiyordum. Senin yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت أعبر علي تلفزيون في دكان، و رأيت وجهك. |
Ben, Bob Palmer. KLZ TV Haberler. Size Denver'dan seslendim. | Open Subtitles | هذا بوب بالمير أخبار تلفزيون كي إل زد في دينفير. |
Malibu, California yazın en süper reality şovuna ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | ماليبو , كاليفورنيا الان يرعى اروع برنامج تلفزيون الواقع في الصيف |
Umurumda değil. Bunun bir sabah programı olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | لا أهتم ، هل يعرف أن هذا يُسمى تلفزيون صباحى؟ |
Televizyondan sonra daha kötü oldu. | Open Subtitles | . اسوا عندما كان يوجد تلفزيون |
-Tarım haberlerini duyuyorum patron. Bir tane Televizyonun var, o da bodrumda. | Open Subtitles | رئيس عندما سمعت تقرير الزراعة وأنت تملك تلفزيون وأعلم أنه في بدرومك |
Batı Berlin güvenlik memurları DAC Televizyonunun çalışmalarını engelledi. | Open Subtitles | عرقل ضباط الأمن في برلين الغربية عمل تلفزيون الجمهورية |