| Tamam, bu durumda harika, tamamen doğal bir uyku yardımcısı biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، في تلك الحالة أعرف شيئاً رائعاً طبيعياً يساعد على النوم |
| bu durumda oldukça haklısın. Ne kadar sade olursa o kadar iyi. | Open Subtitles | . في تلك الحالة فأنت محق كلما كان أكثر بساطة كان أفضلاً |
| Tabii bu seks demek değilse, Öyleyse umarım yapmamışsınızdır. | Open Subtitles | ما لم يكن هذا يعني الجنس في تلك الحالة أمل أنكما لا تقومان بذلك |
| Eğer durum Öyleyse, elinden geleni yapıp o şeyi bulmalısın. | Open Subtitles | لكن في تلك الحالة ستنشغلون تماما بإيجاده |
| O halde sizi bu acıdan kurtarayım. | Open Subtitles | في تلك الحالة سأقوم بتخليصك من هذا الإلتزام |
| O durumda her türlü yola başvurmak ahlaki ve gereklidir. | Open Subtitles | كان من الأخلاقي والضروري استخدام أي وسيلة في تلك الحالة |
| Bu vakayı sırf adam, yalnız, hüzünlü bir yavrucuk olduğu için almak istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين تولّي تلك الحالة لأنّه جرو آخر وحيد حزين |
| Ama bu durumda, kamu oyu mahkemesinin sizi nasıl yargılayacağını kim bilebilir? | Open Subtitles | في النهاية سنفعل ذلك لكن في تلك الحالة من يعلم كيف سيحكم |
| O, en azından bu durumda iyi bir komşu olmanın ne anlama geldiğinin güzel bir örneği. | TED | وهو مثال رائع لما يعنيه أن تكون جاراً جيداً، على الأقل في تلك الحالة. |
| Ne yapacaksın? Bir bilim adamı bu durumda ne yapar? | TED | ماذا تغعل؟ مذا يفعل العلماء في تلك الحالة |
| bu durumda Lelouch mutlu, değil mi? | Open Subtitles | إنه لا يبالي بالناس الذين يكافحون في تلك الحالة هذا يعني أن لي لاوش سعيد في تلك الحالة هذا يعني أن لي لاوش سعيد |
| bu durumda biz de sizi daha iyi görebileceğiniz bir yere götürürüz. | Open Subtitles | في تلك الحالة ، يمكننا أخذه لمكان يمكنك رؤيته بشكل أفضل |
| Öyleyse dikkatimi topu Ed'in suratına düşürmeye vereceğim. | Open Subtitles | حسنا، في تلك الحالة سأبقى مركّز على توجيه الكرة في رأس إد |
| Öyleyse de, bizden öğrenmesi gereken çok şey var demektir. | Open Subtitles | في تلك الحالة.. يحتاج الأمير إلى تعلم الكثير منا |
| Öyleyse ben senin için ayarlarım. | Open Subtitles | حسناً، في تلك الحالة أنا الذي سأعدل مستواي. |
| O halde Ellen'e diğerlerini göndermesini söylemelisin. | Open Subtitles | في تلك الحالة ربما عليك ان تخبر إلين بطرد الآخريات |
| O halde dikkatli ol, çok dikkatli ol, çünkü somut hiçbir deliliniz yok. | Open Subtitles | أحذر في تلك الحالة أحذر تماتما لأن لديك الكثير من الأحتمالات |
| Bunu bilmiyordum. O durumda halledememişim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف ذلك, في تلك الحالة أنا لم يكن لدي تغطية |
| Yani Bu vakayı sırf sen kadının hayranısın diye alıyoruz? | Open Subtitles | إذن سنتولى تلك الحالة لأنّكَ معجب؟ |
| Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken o zaman bile, olumsuz sonuçları var. | TED | الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية |
| - Beni o duruma getirmen gerekiyor. | Open Subtitles | أريدك ان تقوم بإحداث تلك الحالة. |
| Madem öyle, şu mezara atla. | Open Subtitles | في تلك الحالة, ارقدِ في ذلك القبر |
| Bu da çetede beşinci kişi teorisini destekliyor ve eğer Öyleyse Neil hâlâ tehlikede olabilir. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً؟ يؤكد ذلك نظرية العضو الخامس من الجماعة، و في تلك الحالة ذلك يعني |
| Böyle durumlarda genel tavır, bir boyun eğiştir. | Open Subtitles | فى تلك الحالة أعتقد أن الرغبة فى الزواج هو الأمر المنطقى |
| Yakın bir gelecekte, robotların da böyle bir durumda bize katılacaklarını hayal etmek zor değil. | TED | و في تلك الحالة نستطيع بسهولة تخيل الروبوتات بيننا في المستقبل القريب |