| Bir TV ve CD çalar var. Ne tür müzik seversin? | Open Subtitles | لديك تليفزيون ومشغل أسطوانات ماذا تفضل من ألوان الموسيقى سيد كريسي؟ |
| Bir TV ve CD çalar var. Ne tür müzik seversin? | Open Subtitles | لديك تليفزيون ومشغل أسطوانات ماذا تفضل من ألوان الموسيقى سيد كريسي؟ |
| Ah, şu içinde hiçbir şey olmayan, eski TV setini aldığımız anı hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا عندما كان لدينا تليفزيون قديم فارغ من الداخل |
| televizyon alırken, eğer RCA istiyorsan, Sony almazsın. | Open Subtitles | . لما بتشتري تليفزيون ليه تجيب سوني مادام انت عاوز آر سي إيه |
| Pek emin değilim. televizyon veya radyo sesi de olabilir. | Open Subtitles | ممكن أصوات , ممكن يكون تليفزيون أو ردايو |
| En son çıkan sıvı kristal TV. | Open Subtitles | انه أحذث تليفزيون يعمل بتقنية الشاشات البللوريه |
| 50 dolara renkli TV'yi biraz zor alırsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك الحصول على تليفزيون ملون بخمسين دولار |
| Koridorda hazırlan. Arenada TV kamerası istemiyorum. | Open Subtitles | انتظر فى الرواق ولا أريد أن أرى كاميرة تليفزيون واحدة |
| Bir otel odasında, yastıksız, perdesiz, TV'siz. | Open Subtitles | فى غرفة بفندق بلا وسائد، أو تليفزيون أو ستائر |
| Yolu kapayın! Bir tek TV aracı istemiyorum! | Open Subtitles | .سدوا هذا الطريق لا أريد سيارات تليفزيون |
| Ve bu, ne TV ne de radyo hiçbir şey yok demek oluyor. | Open Subtitles | وهذا يعنى لا تليفزيون لا راديو, لا أى شئ |
| İki TV, bir radyon var. Çok güzel radyo. | Open Subtitles | لديك جهازي تليفزيون وراديو هذا راديو جميل |
| Evet ama televizyon diye bir şey icat ettiklerini... | Open Subtitles | حسناً .. لكنك تعرف أختراعاً اسمه تليفزيون |
| Bir araba, bir televizyon al. | Open Subtitles | سوف يصبح بامكانك شراء سيارة .. أو تليفزيون |
| Annem bir televizyon bağımlısıdır. | Open Subtitles | تليفزيون, اليس كذلك؟ اذا كان يوجد مدمن للتليفزيون فهو السيدة العجوزة |
| Mutlu olmanı istiyorum. Sana yepyeni bir televizyon aldım. | Open Subtitles | واننى اريدك ان تكونى سعيدة ولذلك اشتريت لكى تليفزيون جديد |
| Senin mutlu olmanı istiyorum. Sana yeni bir televizyon seti aldım. | Open Subtitles | واننى اريدك ان تكونى سعيدة ولذلك اشتريت لكى تليفزيون جديد |
| Yani televizyon, onaylanmamış oyuncaklar ve herhangi bir, saçmalık yok. | Open Subtitles | هذا يعنى لا تليفزيون, لا العاب غير مصدَقة, وأهم شىء, لا لشغل القرود من اى نوع. |
| Giles'ın televizyonu var! O da bizim gibi sığmış! | Open Subtitles | جميعا ، " جايلز " لديه تليفزيون إنه ضحل مثلنا |
| Sam televizyonun olmadığını söyledi. Programı kaçırmana gönlüm razı olmadı. | Open Subtitles | أخبرنى " سام " أنه ليس لديك تليفزيون . و لا أريد أن يفوتك العرض |
| Ve milyon dolarlık evle, Audi'yle ve düz ekran televizyonla rahatsın. | Open Subtitles | وأنت تعبر موافقة في منزل بملايين الدولارات أودي و تليفزيون بشاشة مستوية ؟ |
| Televizyonumuz da var. | Open Subtitles | لدينا تليفزيون أيضاً |