| Küçük bir yırtık değil. Büyük bir delikle karşı karşıyayız millet. | Open Subtitles | هذا ليس مجرّد تمزّق بسيط، لدينا ثقب كبير يا قوم. |
| Bayanlar, atletim yırtık olan tek şey değil. | Open Subtitles | مهلا، سيدات. سترتي ليست الشيء الوحيد الذي تمزّق. |
| Prezervatifi yırtıldı zira kendisi adam gibi bir prezervatif alamayacak kadar ucuz ve aptal. | Open Subtitles | والواقي تمزّق لأنه بخيل وغبي على أن يشتري واحدا جيدا. |
| Bu hortum nasıl yırtıldı hiç bilmiyorum ama ben yenisini alana kadar hiçbir yere gidemeyiz. | Open Subtitles | أجهل كيف تمزّق هذا الموصّل. لن يمكننا التحرّك ريثما أشتري واحدًا جديدًا. |
| Dalağı yırtılmış, leğen kemiği kırılmış, femur ve humerusunda da çoklu kırıklar mevcut. | Open Subtitles | لديه تمزّق بالطحال وكسور دورانيّة بالحوض وكسور مضاعفة بعظام الفخذ والعضد |
| Herkes 32. sayfayı yırtsın. | Open Subtitles | تمزّق كلّ شخص خارج يرقّم صفحات 32. |
| Ve bu damarlar sızıntıya başlayıp yayılması kalp kapakçığının kopmasına sebep olur. | Open Subtitles | بالإرتشاح بدأت العضلة انتشر والإرتشاح تمزّق و التّاجيّ صّمامه |
| Basit, sıradan hayatımızı yaşıyoruz. Ve zulüm güvenli dünyamızı parçalıyor. | Open Subtitles | نحن نعيش حياتنا اليومية البسيطة وأعمال وحشية تمزّق عالمنا الآمن |
| Yine yırtılırsa sorun olacak. Ne yapacağım? | Open Subtitles | ساكون بمشكلة لو تمزّق هذا مجدداً، ماذا سأفعل؟ |
| - Elbisemi yırtıyorsun. | Open Subtitles | - أنت تمزّق لباسي. |
| Şimdi de aort diseksiyonu oluştu. Eldiven ve önlük getirin. | Open Subtitles | تمزّق طحالها و الآن تعاني من تمزّق في جدار الأورطى |
| Tümör parçalanmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الورم قد تمزّق. علينا أن نأخذها لغرفة العمليات. |
| Danielle Marchetti'nin bizi parçalayacağını biliyordu. | Open Subtitles | علمَ أنا دانييل ماركيتي من الممكن أن تمزّق العائلة |
| Orta menenjiyal atardamarda yırtık var. | Open Subtitles | تمزّق في منتصف الشِّريان السَّحائيّ. |
| Benimkinin sağ kısmında çok belli bir yırtık var. Oradan anlayabilirsin. | Open Subtitles | أنت سَتَعْرفُ بأنّه لي لأن على الكأس الصحيح، هناك a تمزّق ملحوظ جداً. |
| yırtık yok. Basınç elbisesi sağlam. | Open Subtitles | لا يوجد تمزّق بدلة الضغط مازالت تعمل |
| - Senin hiç kondomun yırtıldı mı? | Open Subtitles | هل سبق وأن تمزّق الواقي الذكري الخاص بك ؟ |
| Ama biz onları yapıştırmıştık. - Mmm. - Yine mi yırtıldı? | Open Subtitles | لقد ألصقتُه لك من قبل، هل تمزّق من جديد؟ |
| - Kondom yırtıldı. | Open Subtitles | لقد تمزّق الواقي الذكري |
| Üst mezenterik arteri kısmen yırtılmış. | Open Subtitles | لقد تمزّق شريانها المساريقي العلوِي بشكل جزئي. |
| 32. sayfayı herkes yırtsın. | Open Subtitles | تمزّق كلّ شخص خارج يرقّم صفحات 32. |
| Muhtemelen kolunun kopmasına bu sebep olmuş. | Open Subtitles | على الأرجح الهزّة هي ما سببت تمزّق ذراع الرجل |
| Sonra fan onların siklerini parçalıyor. | Open Subtitles | و عندها المروحة تسحق و تمزّق قضبانهم. |
| Olur da senin başındaki torba yırtılırsa diye. | Open Subtitles | إحتياطاً في حال تمزّق كيسك |
| Aort diseksiyonu, L-4 civarındaki omurilik damarlarına kan gitmemesine neden oldu. | Open Subtitles | عندما تمزّق الأورطى أثّر على الأوعية الممدّة بالدم على الحبل الشوكي مباشرة حول الفقرة الرابعة |
| Kesin birşey söyleyemem ama kemiklerimin üzerinde parçalanmış taze bir şaşı su yıIanı bebeni olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن كانت أفعى حولاء تمزّق لحمي عن عظامي |
| Restriksiyon enzimlerinin DNA'mı parçalayacağını ve büyük bir iç kanamayı tetikleyeceğini bilecek kadar biyokimya biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ ما يكفي من الكيمياء الحيويّة لأفهم معايير َالأنزيمات التي قد تمزّق حمضي النوويّ، و تتسبّبَ في نزيفٍ داخليّ كبير. |