| Bardaktan boşalırcasına Yağmur yağdı ve Judith Jones gelmekten vazgeçti. | Open Subtitles | بدأت تمطر بغزارة و ــ جوديث جونز ــ لغت الزيارة |
| 28 Mart 1977'de yoğun bir şekilde Yağmur yağıyormuş ama bu fotoğraf güneşli bir havada çekilmiş. | Open Subtitles | يوم 28 مارس عام 1977 كانت تمطر بغزارة لكن في هذه الصورة، الشمس ساطعة |
| Sık sık Yağmur yağan bir yerde_BAR_nehri geçmek için, bulutsuz bir gökyüzü gerekli bize. | Open Subtitles | نحتاج إلى سماء صافية إذا أردنا الذهاب إلى أعلى التل حيث تمطر بغزارة |
| çok fazla yağıyor. Bu psikopat kaybetmek üzere. Jeremy evde değil. | Open Subtitles | إنها تمطر بغزارة, وهناك معتوه طليق و جيرمي, لم يصل المنزل حتى |
| Adam deli. Şakır şakır Yağmur yağıyor. O ise sevişmek istiyor. | Open Subtitles | ياله من معتوه, إنها تمطر بغزارة, وهو يريد المضاجعة |
| Bu mevsimde çok Yağmur olur. | Open Subtitles | حسنا انها تمطر بغزارة هذا الوقت من العام |
| Otobüse giderken Yağmur daha da hızlandı doğal olarak sırılsıklam oldum. | Open Subtitles | وفي طريقي إلى مكان توقف الباص بدأت تمطر بغزارة أكثر و تبللت بالطبع |
| Milford'a gelmiştim, arkadaşımı bekliyordum birden bire bardaktan boşalır gibi Yağmur yağmaya başlamıştı. | Open Subtitles | ذهبت إلى "ميلفورد " و كنت أنتظر أحد أصدقائي وفجأة بدأت تمطر بغزارة |
| Çatı sızdırıyor. İçeri Yağmur giriyor. | Open Subtitles | توجد تسربات في السقف أنها تمطر بغزارة |
| Dostum, Yağmur bayağı sert yağıyor değil mi? | Open Subtitles | يارجل . انها تمطر بغزارة بالخارج |
| Tanrım, deli gibi Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | يا الهي انها تمطر بغزارة مذهلة |
| Tanrım, deli gibi Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | يا الهي انها تمطر بغزارة مذهلة |
| - Evet Yağmur yağıyor sabahtan beri yağıyor. | Open Subtitles | . نعم ، إنها تمطر - . تمطر بغزارة منذ الصباح |
| Hiddetli bulutlar Yağmur yağdırıyor. Bir an önce Leela'nın süslenmesini istiyor. | Open Subtitles | "السماء تمطر بغزارة ، تريد رؤية زينة ليلا |
| Deli gibi Yağmur yağıyor, Ted. | Open Subtitles | -انها تمطر بغزارة يا "تيد" اعتقد ان الأمر واضح |
| - Evet, o gün Yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تمطر بغزارة في ذلك اليوم |
| Evet, biliyorum. Burada da aynı şekilde. Bardaktan boşalırcasına yağıyor. | Open Subtitles | أعلم، أعلم، أعلم إنها تمطر بغزارة هنا أيضا |
| - Çok şiddetli yağıyor, ha? | Open Subtitles | إنها تمطر بغزارة , هل تعتقد أنْ هذا لا بأس فيه ؟ |
| Oğlum, kesinlikle bardaktan boşanırcasına yağıyor. | Open Subtitles | يا إلهى، إنها تمطر بغزارة للغاية |