| ...ve tüm bunlara rağmen olgun ve sağlıklı bir evlat yetiştirmeyi başarmışlar. | Open Subtitles | معذلك.. تمكنوا من تربية ابن مستصح عميق الإحساس |
| Bu gruptakiler kendilerini diğerlerinden ayırmayı başarmışlar, araştırmalarını gizli tutabilmek için, ama zamanla keşfedilip yokedildiler. | Open Subtitles | هذه المجموعة تمكنوا من عزل أنفسهم من أجل الآخرين لمتابعةدراستهمفي السرية, ولكنهم في نهاية المطاف اكتشفوا و دمروا. |
| Çünkü sonunda hepimizi yakaladılar. | Open Subtitles | لأنهم في النهاية تمكنوا من الامساك بنا جميعاً |
| Ama birini yakaladılar, sonra diğerini, diğerini, | Open Subtitles | لكنهم تمكنوا من واحد ثم تمكنوا من آخر وآخر |
| İyi haber, adamlarım parayı kurtarmayı başardı. Hatta 2 bandanalıyı tutukladık bile. | Open Subtitles | الخبر السارّ أن رجالي تمكنوا من الحفاظ على المال، وقد أمسكوا باللصتين |
| Köprüyü de ele geçirdiler. | Open Subtitles | الكابتن: لقد تمكنوا من برج المراقبة كذلك |
| Clay'i tamirhanede yakalamışlar. İki kere vurmuşlar. | Open Subtitles | تمكنوا منه في القراج , واطلقوا عليه مرتين |
| Sonraki yıllarda, beraber olmak için, hep bir yol buldular. | Open Subtitles | وخلال الأعوام التالية تمكنوا من ايجاد طريقة لمقابلة بعضهم |
| Dünya genelinde 55 kişi dünkü o kodu kırmayı başarmış ama senin adın aralarında yok. | Open Subtitles | وجدتُ أن من بين كل سكان العالم، 55 شخصاً تمكنوا من فك الشفرة البارحة ولكن المدهش في هذا هو أنك لست من بينهم |
| Motorlar da hasarlı durumda, ancak hiperuzaya kaçmayı başarmışlar. | Open Subtitles | المحركات تضررت كثيراً، ولكنهم تمكنوا من الفرار إلى الفضاء الفائق |
| Olay yerinde bulunan makastan mitokondrial DNA çıkarmayı başarmışlar. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من مطابقة الحمض النووي المستخرج من عينة الدم الموجودة على المقص الذي ربطه بجريمة القتل |
| Acil doktorları onun hayatını kurtaramamışlar ama içindeki hayatları kurtarmayı başarmışlar. | Open Subtitles | الأطباء قالوا أنهُم لا يستطيعون إنقاذ حياتها و لكن لكنهم تمكنوا من إنقاذ الأرواح التى بداخلها. |
| Sadece eser sahtekarlığından yakaladılar ama. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تمكنوا به منيّ هو تزوير السندات |
| Çoğu kaçtı ama, bir tanesi yakaladılar. | Open Subtitles | تمكن معظمهم من الهرب لكن تمكنوا من القبض على أحدهم |
| Onu yakaladılar, hepsi bu. | Open Subtitles | لقد تمكنوا منها ، هذا كل ما فى الأمر |
| Bunu her kim yaptıysa sonunda savunma ağımıza girmeyi başardı Katar'da da girmeyi denemişlerdi, bu sefer işe yaradı. | Open Subtitles | ليكن من فعلوها فقد تمكنوا من اختراق الشبكه الدفاعيه مثلما كانوا يحاولون فى قطر الا انهم نجحوا هذه المرة |
| Ama bir miktar çoğalıcı bir araya gelmeyi başardı, henüz ufuk çizgisini geçmeden önce, tutarlı bir kütle olarak. | Open Subtitles | مهما كان , عدد من الربليكتورز تمكنوا من التجمع معاً في كتلة متماسكة لم تمر حدث في الأفق لحد الآن |
| Kaçmak zorunda kaldık. Sığınağımızı ele geçirdiler. | Open Subtitles | يجب أن نهرب لقد تمكنوا من مخبأنا |
| - Aman Tanrım. Beni de ele geçirdiler. | Open Subtitles | تمكنوا مني أيضاً |
| Beauregard Bennet'ı yakalamışlar. | Open Subtitles | تمكنوا من الحصول على بو ريجارد بينيت |
| Dur bir dakika. Betonarme duvarları delip geçmenin bir yolunu buldular mı diyorsun sen bana? | Open Subtitles | مهلاً، أتخبرني بأنهم تمكنوا من المختبر عبر الخرسانة المسلحة؟ |
| ..ama hala hayatta olan, geri dönmeyi başarmış olanlarla konuşuyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا أتحدث عن الناس الذين لا يزال على قيد الحياة، تمكنوا من العودة. |
| Korumalar, kaçak avcıların birini yakalayıp fildişini geri aldılar. Hala değerli olduğu için orada öylece bırakamazlardı. | TED | وقد تمكنوا من اللحاق بأحد القتلة وأخذ العاج منهم لم يستطيعوا تركه هناك لأنه كان غالياً |
| Kalkanlarımızı geçmeyi başardılar ve tepeleri kuvvetlerimize karşı siper olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من اختراق ادرعتنا ويستخدموا غطاء من الهضاب ضد قواتنا |
| Peki bu savaşçılar kimlerdi ve izlerini bu kadar büyük ve kapsamlı bırakmayı nasıl başardılar? | TED | فمن كان هؤلاء المحاربين وكيف تمكنوا من ترك بصمتهم المؤثرة بهذا الشكل والقوة؟ |