"تملي" - Translation from Arabic to Turkish

• söyleme
• söyleyemezsin
• dikte
• emir
• ne yapıp
• yapacağımı
• söylemeyin
• söylemeye

- Lütfen artık içme. - Ne yapacağımı söyleme.
ـ أرجوك لا تشرب المزيد ـ لا تملي علي ماذا أفعل

Bu sadece bir kutu bayat balık. - Bana paramı nasıl harcayacağımı söyleme.
إنها عبارة عن علبة من السمك - لا تملي علي كيف أصرف أموالي

Basit bir hizmetkardan başka bir şey değilsin. Bana ne yapacağımı söyleyemezsin.
انت لست شيئ ألا خادم تافه أياك أن تملي عليّ ما أفعل

Sen artık bana ne yapacağımı söyleyemezsin. Biz ayrıldık, hatırladın mı?
لم يعُد يحقّك أن تملي عليّ ما أفعل، فلقد انفصلنا، أتذكرين؟

Quarren'lara, teslimiyet şartlarını dikte etmek için hazırlanmalısınız.
يجب ان تستعد لان تملي شروطتك لاستسلام الكوريين

Sana verilen emir ağaçları vurmak mıydı?
هل كانت الأوامر تملي عليك بإسقاط الأشجار ؟

Bana ne yapacağımı söyleme.
ـ لا تتحدث معه هكذا ـ لا تملي علي الأوامر

Bana işimi nasıl ya da ne kadar zamanda yapacağımı söyleme. Ben onlara bakarım.
لا تملي علي عملي أو مدة قيامي به يمكنني الاهتمام بهن

Bana ne yapmam gerektiğini söyleme, küçük manyak!
لا تملي عليّ ما أفعل أيتها المختلة عقلياً

Bana ne yapacağımı söyleme. Burada olmaya hakkınız yok.
لا تملي عليّ ما أفعل لا يحق لك التواجد هنا

Birincisi bana ne yapacağımı söyleme. İkincisi lanet zamanımı harcamayı bırak.
أولاً، لا يحق لك أن تملي علي أفعالي ثانياً، توقف عن اضاعة وقتي اللعين

Ona ne yapacağını söyleyemezsin. O 34 yaşında.
لايمكنك أن تملي عليه أفعاله فهو في الـ34 من عمره

Aramızdaki ilişkiye dayanarak bana bir cinayet soruşturmasıyla ilgili olarak kime, nasıl bilgi vereceğimi söyleyemezsin,..
توقعاتك لعلاقتنا لا، وسوف تملي أبدا عندما أو مع أعطيه تكشف الأدلة في قضية القتل.

Kiminle arkadaş olup olmayacağımı bana sen söyleyemezsin.
لا يمكنكِ أن تملي علي من يمكنني أن أصادقه أو لا

Bize ne yapacağımızı söyleyemezsin çünkü artık eş yönetici değilsin.
أتعلم ماذا؟ لا يمكنك أن تملي علينا ما نفعل لأنك لم تعد مديراً مساعداً

Bana ne yapacağımı söyleyemezsin çünkü sen benim annem değilsin!
لا يمكنك أن تملي عليّ ما أفعل، لأنك لست أمي!

Yalnız çalışan bir çıkarımcı olarak gayet iyi olduğumu hatırlatırım şartlar dikte ettiği üzere.
رسالة تذكير أنه يمكنني العمل بكفئ وحيد كمحقق ينبغي أن تملي الظروف

Geleceğimizin dönek Arap devletlerince, işimize burnunu sokan yabancılarca dikte edilmesine izin vermeli miyiz?
أسنسمح للدول العربية المرتدة أن تملي علينا مستقبلنا؟ من قبل متدخلين أجانب؟

Ama burnumun dibinde biten koruma ve bana emir vermek yok.
لكن بدون حرس لصيق، وبدون أن تملي عليّ ما أفعله.

ne yapıp yapamayacağımı söyle bakalım, doğru mu?
لا تملي عليّ ما أستطيع و لما لا أستطيع فعله ، أتفهم هذا ؟

Lütfen bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
من فضلك لا تملي علي كيف أقوم بعملي

Dur. Bir daha babama ne yapıp yapamayacağını söylemeye kalkma.
نعم , لا تملي على أبي ما يجب عليه فعله مرة أخرى