| Amon Goeth, Bad Tolz'daki bir sanat0ryumda yatarken tutuklandı. İnsanlığa karşı suçlardan Krakow'da asıldı. | Open Subtitles | تم القبض على امون جوز و تم نقله الى المستشفى النفسي في بادتولز و تم إعدامه في كاراكو لجرائمه ضد الانسانيه |
| Bir ilaçlama uçağı pilotu bildiri dağıttığı için tutuklandı. | Open Subtitles | تم القبض على ملوث للنباتات بينما أسقط بعض الورق |
| Böldüğüm için çok üzgünüm ama duydum ki babam tutuklanmış. | Open Subtitles | أنا آسف جدا أن يقطع، ولكن سمعت فقط التي تم القبض على والدي. |
| Majesteleri'nin emriyle, ...15 papaz, Wolsey'in otoritesini tanıdıkları için tutuklanmış. | Open Subtitles | تم القبض على 15 رجلاً لاعترافهم بسلطة "ولسي" بموجب أوامر الملك |
| Evet yan stüdyodan bir kaç kişi yakalanmış. | Open Subtitles | أجل, لقد تم القبض على شابين بالمسرح المجاور |
| Eğer birimiz yakalanırsa diğerimizden ve Ölüm Defteri'nden asla bahsetmeyeceğiz. | Open Subtitles | إن تم القبض على أحد منا فلن يتكلم أحد منا أبداً عن الآخر ولا عن مذكرة الموت |
| Waits geçtiğimiz hafta, polisin iş aracında bir ceset bulması üzerine cinayet şüphesiyle tutuklanmıştı. | Open Subtitles | لقد تم القبض على ويتس الأسبوع الماضى للإشتباه بإرتكابه جريمة قتل عندما قامت الشرطة بإكتشاف جثة ميتة فى سيارته |
| Bu kokain birkaç gün önce Beyaz Saray'ın hemen karşısındaki parkta Narkotik tarafından ele geçirildi. | Open Subtitles | تم القبض على هذا الكوكايين قبل أيام من قِبل رجال مكافحة المخدرات في حديقة قُبالة البيت الأبيض |
| Kevin Richardson ve Raymond Santana ile birlikte üç çocuk daha o gece gözaltına alındı. | Open Subtitles | في تلك الليلة تم القبض على 3 مراهقين بالإضافة ل كيفين ريتشاردسن و رايموند سانتانا |
| Bugün bir mısır ilaçlayıcısı, belediye binasının üzerine tohum attığı için tutuklandı. | Open Subtitles | تم القبض على ملوث للنباتات لأسقاطه المنشورات من الجو |
| Bu talihsiz bir olay ama lanet olsun, karın tutuklandı. | Open Subtitles | الأمر صعب ولكن حسنا، لقد تم القبض على زوجتك. |
| Oğlum tutuklandı. Kelepçelendi. | Open Subtitles | تم القبض على ابني ووضعت الاصفاد على يديه |
| Şüpheli tutuklandı, yirminciyi yakaladık. - Efendim, dedektif. | Open Subtitles | تم القبض على المشتبه فيه على المسارِ 20. |
| Babası ve öz kardeşleri bu sabah erken vakitlerde tutuklandı. Bir daha haberlere çıktı. | Open Subtitles | تم القبض على والدها و اثنين من أشقائها في وقت مبكر من صباح اليوم تصدرت الأخبار من جديد |
| Ivan Bradzic insan kaçakçılığından tutuklanmış durumda. | Open Subtitles | "وقد تم القبض على "إيفان ..بتهمة الاتجار بالبشر |
| Koç, parkta teşhircilik yaptığı için tutuklanmış. | Open Subtitles | تم القبض على المدرب لكشفه في المنتزه |
| Soyguncular yakalanmış. Memur bana söyledi. | Open Subtitles | لقد تم القبض على السارقــــين , الشرطــــي أخــــبرنــــي |
| Evet yan stüdyodan bir kaç kişi yakalanmış. | Open Subtitles | أجل, لقد تم القبض على شابين بالمسرح المجاور |
| O mal yakalanırsa, bizi kesin satar. | Open Subtitles | أذا تم القبض على هذا الأحمق, فسوف يبلغ عنا بالتأكيد. |
| Başkanı tutuklanmıştı. | Open Subtitles | عندما تم القبض على المدير |
| Earl Williams, Ceza Mahkemeleri binasında, bir masanın içinde saklanırken ele geçirildi. | Open Subtitles | (تم القبض على (إيرل ويليامز في مبنى المحكمة الجنائية مختبئاً في مكتب |
| 96. sokak ve batı at yolunda beş genç gözaltına alındı. | Open Subtitles | تم القبض على 5 شبان عند شارع 96 و ممر برايدل الغربي |
| Suçlu yakalandı ve bisikletimi geri vermesini ve özür dilemesini sağladılar. | TED | تم القبض على المشبوه به، وأرغموه على إرجاع دراجتي لي، وأرغموه أيضًا على الاعتذار لي. |