| Annemi bilirsin, kahvaltı yaptırmadan çıkmama izin vermez. O nasıl? | Open Subtitles | و تعرفين أن أمي لا تتركني أغادر دون تناول الفطور |
| Daha sonra temiz havada kahvaltı yapmak için bahçede olun. | Open Subtitles | و النزول للحديقة من أجل هواء منعش قبل تناول الفطور. |
| Birlikte yaşamanın en keyifli şeylerinden biri beraber kahvaltı etmektir. | Open Subtitles | لعلمك، إن إحدى متع العيش معاً هي تناول الفطور سويّة |
| Neden hergün seninle birlikte kahvaltı yapamıyorum? | Open Subtitles | لا، لماذا لا يمكننا تناول الفطور معاً يومياً؟ |
| Hayır. Neden hergün seninle birlikte kahvaltı yapamıyorum? | Open Subtitles | لا، لماذا لا يمكننا تناول الفطور معاً يومياً؟ |
| Hafta sonu kahvaltı veren motelde geçirmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء اروع من قضاء الاجازة الاسبوعية في السرير و تناول الفطور |
| Kanepede oturmak yerine benimle mutfakta birlikte kahvaltı yapmak istedin böylece kendini diğer hastalardan farklı hissedecektin. | Open Subtitles | بدلاً عن الجلوس على الأريكة أردتِ تناول الفطور معي في المطبخ سويّاً |
| Ama lokantaya kaçıp kendime kahvaltı tabağı alacak kadar değil. | Open Subtitles | ليس خائف لدرجة القدوم الى المطعم و تناول الفطور |
| Ne, yatakta kahvaltı yapmak gibi bir şey mi? | Open Subtitles | هو ما سيكون عليه تناول الفطور في السرير? |
| Belki burada geç kahvaltı yapabiliriz. Buradakiler tam o tipte insanlar. | Open Subtitles | ربما ، يمكننا تناول الفطور المتأخر هنا سيبدو مثل فطور متأخر مزدحم |
| Evet, bir gün abim için otel işleteceğim veya polis sevgilisiyle kahvaltı edeceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | نعم, لم أعتقد أنّي سأري هذا اليوم أنّي سأدير فندق لأخي أو تناول الفطور مع حبيبته الشرطية |
| Burada keselim, böylece kahvaltı edebiliriz. | Open Subtitles | فقط ادخل فى صلب الموضوع حتى يمكننى تناول الفطور |
| Üzgünüm birlikte kahvaltı edemeyeceğiz. Ethel'le bebek dersine gideceğiz. | Open Subtitles | أنا أسفه لأننا لا نستطيع تناول الفطور معاً |
| - İlk olarak Lavon'la baş başa kahvaltı istiyorum. | Open Subtitles | أولاً أنا أريد تناول الفطور لوحدى مع لافون |
| Hayır, kesinlikle her şey normal değil fakat yine de kahvaltı etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلا، من الواضح أن الأمور ليست هكذا، لكن علينا تناول الفطور |
| - Yolda kahvaltı yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا تناول الفطور على الطريق؟ بالتأكيد |
| Bizimle kahvaltı etmek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتى متاكدة انكى لا تريدين تناول الفطور معنا |
| Gelin. kahvaltı isteyen var mı? | Open Subtitles | تعالا, تعالا من يريد تناول الفطور ؟ |
| - Haydi, ufaklık. - Şu anda kahvaltı edemem. | Open Subtitles | هيا يا فتى لا يمكنني تناول الفطور الآن |
| Bu sabah kahvaltıyı terasta yapabiliriz diye düşündüm. Gilda! | Open Subtitles | أعتقد أنه من الممكن تناول الفطور في التراس هذا الصباح |
| - Royal'de kahvaltıya gelir misin? - Hayır. | Open Subtitles | ـ أتريدين تناول الفطور مع أحد أفراد العائلة المالكة؟ |