| Diğerlerimizin nasıl yaşadığını görmek için aşağı kata inmen ne güzel. | Open Subtitles | جميل منك أن تنزل طابق و ترى كيف يعيش الناس الأخرين |
| -Birisi camına tıklattığında sakın aşağı indirme. Nerede olursan ol... | Open Subtitles | لا تنزل نافذه سيارتك أبداً إذا قام أحد بالطرق عليها |
| Senden saat onda aşağıya inmeni istiyor, ondan önce değil. | Open Subtitles | تريدك أن تنزل إليها في العاشره ، ليس قبل ذلك. |
| Buraya gelip bize tavır koyuyorsun, kötü davranıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تنزل الى هناك بطريقة ما بمنظرك المقزز |
| Arabadan inerken eteğinin havalanmasını izliyordun. | Open Subtitles | لقد رأيتك تنظر إلى تنورتها عندما ترتفع وهي تنزل من السيارة |
| Oranlar hafifçe aşağı yukarı hareket ediyor, ama George W. Bush ve Obama zamanında nasıl olduğuna bir bakın. | TED | و تنزل الى الاسفل قليلاً و لكن، الان انظر ماذا يحدث تحت ادارة بوش و اوباما |
| Zeplini park ediyor, halatı aşağı atıyor içeriye daha yakından göz atmak için aşağı iniyor. | TED | تقوم بركن المنطاد و تنزل حبل المرساة وتنزل إلى الأسفل لتلقي نظرة أكثر قرباً. |
| Balkonlar aşağı iner, orkestra sahnenin arkasında seyirciyi önüne alıp bir meyil oluşturur sandalyeler ortaya çıkar. | TED | تنزل الشرفات, ويمكنكم رؤية مكان للفرقة الموسيقية يظهر في نهاية المسرح بشكل جبهي, وتظهر المقاعد. |
| Oğlum, neden aşağı inip bizimle birlikte kahvaltı etmiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تنزل من هناك الآن وتتناول طعام إفطارك |
| Oğlum, neden aşağı inip bizimle birlikte kahvaltı etmiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تنزل من هناك الآن وتتناول طعام إفطارك |
| Lobiden iniyorsunuz, tavandan aşağıya sarkıtılmış aydınlatmalarımızla -seversiniz ya da sevmezsiniz- lobiyi geçiyorsunuz, merdivenden yukarı çıkınca da oditoryumdasınız. | TED | تنزل باتجاه البهو, تمشي عبر البهو بين أضوائنا المتدلية, أعجبتك أم لم تعجبك, تصعد الدرج الذي يودي بك إلى المدرج. |
| aşağıya inen ayak seslerini duyduğu için... korkup araştırmayı bıraktığı mücevherler. | Open Subtitles | مجوهرات .. من أجلها ظل يبحث تلك الليلة طويلا,و وعندما أصابه الذعر لسماع خطوات شخص تنزل السلالم |
| Kendinizi yalnız hissederseniz aşağıya inip bize katılabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تنزل وتبقى معنا أذا شعرت بالوحدة هنا |
| Neden yarın gelip kendin görmüyorsun? | Open Subtitles | لأنظر .. لماذا لا تنزل معي غدا وانظر لنفسك؟ |
| Mr. Roarke'u uçaktan inerken gördüğümüz zaman var ya... | Open Subtitles | تعلم لما تنزل من الطائرة وتشاهد السيد رورك |
| Otobüsten in ve Silvia Broome'u da o otobüsten indir hemen. | Open Subtitles | تقدما كلاكما إلى سيلفيا بروم و إجعلوها تنزل من الحافله الآن |
| Buzu bırakmak için vaktinde orada olacaksınız ama sorun şu ki kasırga da sizinle aynı zamanda geliyor. | Open Subtitles | ستصل في الوقت المناسب لكي تنزل الثلج. ولكن المشكلة في الاعصار سيصل في وقت واحد. |
| O yüzden de, araç kontrolü yapmamız gerek. Bagajı açıp, arabadan in. | Open Subtitles | لنقم بهذا قبل ان تأتي الشاحنه يجب ان تنزل من السياره الآن |
| Bütün bu boruların bir tünele ya da kuyu gibi bir yere inmesi lazım, değil mi? | Open Subtitles | كل هذه الأنباب لا بد و أن تنزل الى أسفل عبر نفق أو عمود أو شيء ما |
| -Bayan Escobar inecek. -Bayan Escobar kim? | Open Subtitles | الآنسة أيسكبور تنزل من بحق الجحيم الآنسة أيسكبور؟ |
| Bırak da biraz buraya insin. | Open Subtitles | فقد دعها تنزل إلى هنا للقليل من الوقت. |
| Testosterona karşı bağışıklığın olduğu için testislerin aşağıya inmedi. | Open Subtitles | لم تنزل خصيتاك أبداً لأنك منيعة ضد التستوستيرون |
| Merdivenleri on defa çıkıp indi. | Open Subtitles | كانت مارلين تصعد و تنزل السلم عشرة مرات. |
| - aşağı inme Sam. - Hayır, bir şey yok. | Open Subtitles | ـ لا تنزل إلى الأسفل ، يا سام ـ لا ، لا تقلقي |