| Patronum sizi arayıp bugün temiz hava oturumlarında önemli bir açıklama yapacağımızı bildirmemi istedi. | Open Subtitles | أراد رئيسي من الإتصال بكم وإبلاغكم بأننا سنعلن أنباء بالغة الأهمية في جلسة إستماع تنقية الهواء اليوم |
| Enerji ve endüstri komitesinin temiz hava yasa tasarısının görüşüleceği bu oturumu başlamıştır. | Open Subtitles | إجتماع لجنة الطاقة والصناعة هذا لتناول موضوع إعادة تفويض مرسوم تنقية الهواء سيبدأ الآن |
| Sadece CNN'in temiz hava oturumlarına bir ekip göndereceğinden emin olmak için aradım. | Open Subtitles | CNN" أردنا التأكد من إرسال" لطاقمها لتغطية جلسات تنقية الهواء اليوم |
| Hava filtre sistemi bozuldu... - ...ama tutma sistemi işe yaradı. | Open Subtitles | ،عطل في نظام تنقية الهواء ولكن نظام الحماية كان يعمل |
| Hava filtre jeneratörleri sesleri bastırdığında ve değişen nöbetçiler, aşağıda binayı zayıf duruma getirdiğinde. | Open Subtitles | يغطي فيها صوت محول جهاز تنقية الهواء على صوت اقتحام هانت ولحظة تبديل الحراس سيكون المبنى مهيأً للهجوم فيمكننا اقتحامه من أسفل |
| temiz hava teknolojilerinde lider bir firma. Falan, falan. | Open Subtitles | رائدة في تقنية تنقية الهواء بلا بلا بلا |
| Zaten temiz hava oturumları için DC.'ye gidecektim. | Open Subtitles | (زيك) سأذهب لواشنطن من أجل جلسات تنقية الهواء على أي حال |