| silah zoruyla grubumuzdan iki kişiyi taciz ettiler. | Open Subtitles | لقد إعتدوا جنسياً على اثنين من فريقنا تحت تهديد السلاح |
| Bizi silah zoruyla sıraya sokup silahlarımızı alıyorsunuz. | Open Subtitles | كابتن إجبارنا علي الإصطفاف تحت تهديد السلاح وتسلّيم أسلحتنا |
| Sizden para istemeyeceğiz. Parayı silah zoruyla alacağız. | Open Subtitles | لن نطلب المال لكننا سنأخذه تحت تهديد السلاح |
| 36 rehinenin Namlunun ucunda olmasıyla ilgili olabilir. | Open Subtitles | ربما الأمر له علاقة بالـ36 رهينة المحتجزين تحت تهديد السلاح |
| Birkaç hafta öncesine kadar silahlı biri tarafından rehin alındığını, göz önünde bulundurursak, bu gibi durumlarda kendini nasıl savunacağını test etmek istedim. | Open Subtitles | نظرة، نظرا إلى أن كنت عقدت تحت تهديد السلاح في هذه الغرفة صغيرة جدا منذ اكثر من اسبوع، فكرت، ربما، اختبار الخاص بك |
| TJ atladığında silahla rehin alınmış olan muhafız oydu, şu anda kayıp. | Open Subtitles | كان هذا الحارس الذي كان محتجزا تحت تهديد السلاح عندما قفز تي، الذي هو الآن ميا. |
| Bu binada çocuklar Silah tehdidi altındalar. | Open Subtitles | هناك أطفال داخل ذلك المبنى، رهينة تحت تهديد السلاح. |
| Bu akşam polis olay yerine ulaştığında adı ve soyadı aynı harfle başlayan genç bir kızı silah tehdidiyle alıkoyuyordu. | Open Subtitles | عندما وصلت الشرطة لمكان الحادث هذا المساء لقد كان يحتجز سيدة شابة تحت تهديد السلاح سيدة شابة و التي أول حرفين من إسمها يتشابهان |
| Çinlinin birini silah zoruyla buraya getirdin. | Open Subtitles | تصد صينياً تحت تهديد السلاح وتحضر هذا إلى هنا |
| Bu sabah, geride kalan bir kaç yahudi silah zoruyla toplandı ve bir kamyona bindirilerek başka yere götürüldü. | Open Subtitles | قلة من اليهود الذين كانوا غادروا هذا الصباح اعتقلوا تحت تهديد السلاح ثم اقتيدوا الى شاحنة وأخذوا بعيدا |
| silah zoruyla doku örneği alıp, işleme soktular. | Open Subtitles | لقد سرقوا عينة من نسيجي تحت تهديد السلاح و قاموا بالعملية |
| Okudum ama onları silah zoruyla yazdığını sandım. | Open Subtitles | بلى، ولكنني اعتقدت أنك كتبتها تحت تهديد السلاح |
| Anladığımız kadarıyla kapıyı açtı, silah zoruyla içeri girdi ve göğsünden vuruldu. | Open Subtitles | حسب إعتقدنا، إنه أجاب على الباب دخل بالإكراه للشقة تحت تهديد السلاح ثم أطلق الرصاص في صدره كل شيء فوضى |
| silah zoruyla sarhoş edip, pencere önüne çıkarmışlar. | Open Subtitles | ارغموه تحت تهديد السلاح علي الشُرب والوقف عليحانةالنافذة.. |
| Önce askeriyeyi kovmak istiyorsun şimdi de silah zoruyla insanları toplamamızı istiyorsun. | Open Subtitles | فى البداية كنت تريد التخلص من العسكريين و الأن تريد أن نقوم بمحاصرة الناس تحت تهديد السلاح |
| Namlunun ucunda imzalanmış bir itirafname. | Open Subtitles | اعتراف موقع تحت تهديد السلاح. |
| Happy, bizimkiler Namlunun ucundalar. | Open Subtitles | (هابي)، هما محتجزان تحت تهديد السلاح. |
| - Dairesinden Namlunun ucunda Sammy O'Malley'yi kaçırınca başladı. | Open Subtitles | بدأ عندما إختطفنا (سامي أومالي) تحت تهديد السلاح من منزله. -بول) )... |
| Hırsızlık, silahlı soygun, büyük hırsızlık... | Open Subtitles | السرقة، سرقة تحت تهديد السلاح ..عمليات سطو. |
| Hırsızlık, silahlı soygun, büyük hırsızlık... | Open Subtitles | السرقة، سرقة تحت تهديد السلاح ..عمليات سطو. |
| Ve oğlunu silahla rehin aldı. | Open Subtitles | وأمسك إبنك تحت تهديد السلاح |
| Silah tehdidi ile mi emir vereceksin? | Open Subtitles | أستقومين بإعطاء أوامر تحت تهديد السلاح ؟ |
| Dört çocuğu, silah tehdidiyle elinde tutuyor. | Open Subtitles | هناك طفلة رهن الإحتجاز تحت تهديد السلاح |
| Isaac ve Charles'in adamlarından birisi, kafasına silah doğrultmuş. | Open Subtitles | أخذه (أيزاك) برفقة واحد من رجال (تشارلز) تحت تهديد السلاح. |