| Hey, hey, hey. Henüz Tobin Bridge'e yüklenmenin zamanı değil, tamam mı? | Open Subtitles | هي هي هي انه ليس الوقت للقفز من جسر توبين بعد حسنا |
| Geri kalanlar genel bölüme gitmek üzere Memur Tobin'i takip edin. | Open Subtitles | بقيتُكُم يُمكنكُم اللحاق بالضابِط توبين إلى السِجن العام |
| Özel hayatına karışmak gibi bir niyetim yok, ancak onunla Tobin soruşturması hakkında konuşursan ağzını sıkı tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي رغبة في التطفل على حياتك الشخصية ولكن لابد لي ان أسألك اذا تكلمت مع باتي هيوز حول التحقيق عن قضية توبين |
| Marilyn Tobin'in geziye katılıp katılamayacağını görüşmemizi bile aklım almıyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدّق أننا ننظر حتى في السماح لميرلين توبين للذهاب بالرحلة |
| Sanırım biri Tobin'in eşyalarından kurtulmak istiyormuş. | Open Subtitles | أعتقد ان احدهم كان حريصا بالتخلص من حاجيات توبين حسنا ، كيف عرفت انها تخص توبن ؟ |
| Zaytsev'e söyle Tobin'le çalışsın yoksa denizaltımdan siktir olup gitsin. | Open Subtitles | 'أخبر 'زايتسيف' أن يعمل مع 'توبين أو يخرج من غواصتي اللعينة. |
| Tobin biraz altına kaçırdı ama durumumuz iyi. | Open Subtitles | ربما 'توبين' عليه أن يقوم بغسل ملابسه الداخلية، ولكننا بخير. |
| Tobin, boruların içinde acil durum kolu diye bir şey yok. | Open Subtitles | توبين' لا توجد رافعة الطوارئ' في الأنبوب. |
| Eğer Dan Tobin bana bilmediğim bir şeyi söylemek istiyorsa... | Open Subtitles | إن كان (دان توبين) يود أن يخبرني شيئًا لا أعرفه |
| Eğer Tobin, başbakan, gazeteler, herkes yanlış olduğumu söylüyorsa haklı olmalıyım. | Open Subtitles | إذا (توبين)، الرئيس، الصحف، أيّ واحد في العالم يقول أنّي مخطئًا، |
| Tobin, çıkarmasına yardım et. | Open Subtitles | توبين'، ساعده لإخراجه، حسناً؟ ' |
| Tobin ile Peters yüklüyorlar şu an. | Open Subtitles | توبين' و 'بيترز' يقومان بتحميله الآن'. |
| Tobin, kasayı açabilecek adam hala Vegas'ta. | Open Subtitles | توبين على لص الخزائن لا يزال في لاس. |
| - Arayan Dan Tobin. - Konuşmak istemiyorum demedim mi? | Open Subtitles | ـ أنه (دان توبين) ـ ألمَ أقول لا أريد التحدث لأيّ أحد؟ |
| Dan Tobin'i ara New York'tan, Hemen şu numaradan. - Tamam. | Open Subtitles | أتصل (دان توبين) من (نيويورك) بالفور، هذا الرقم. |
| Tobin diyorsa öyle yapman gerekmez mi? | Open Subtitles | إذا (توبين) قال ألغيها، ألّا يجب عليك فعل ذلك؟ |
| Bu benim asistanım Frank Tobin. | Open Subtitles | هذا مساعدي, فرانك توبين |
| Toplantı Tobin Sistemi diye bilinen bir bölgede gerçekleşecek. | Open Subtitles | الإجتماع سينعقد بمنقطة بالفضاء تُعرف بإسم نظام (توبين) |
| Tamam. Bunlar Tobin rakamları. Bu bir. | Open Subtitles | حسناً , هذه أرقام (توبين) هذا واحد 1 , وهذا 2 .. |
| Bap Tobin, arabanızı en son nereye park etmiştiniz? | Open Subtitles | يا سيدة (توبين) أين أخر مكان ركنت فيه سيارتكِ ؟ |