| Harika baş ettin. Yapman gerekeni tamamen yaptın. | Open Subtitles | لقد تعاملت بشكل رائع فعلت بالضبط ما توجب عليك فعله |
| Olaya dışarıdan bakınca tanrı olarak yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | الصورة الكبرى هو أنه توجب عليك فعل ذلك كإله |
| O en önemli olandı ve diğer cesetleri atmaya buraya geri gelmek zorundaydın. | Open Subtitles | لقد كان الاكثر اهمية لذا توجب عليك العودة لهنا و ألقاء باقى الجثث |
| Beni de kendinle beraber otobüsün altına atmak zorundaydın, değil mi? | Open Subtitles | توجب عليك إلقائي تحت الحافلة معك ، أليس كذلك ؟ |
| Orada olmalı. Tekrar temas kur. Gerekirse hareket et. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك أعد تحديده،وتحرك لو توجب عليك ذلك |
| * Benimle yapmalıydın planlarını * | Open Subtitles | * لقد توجب عليك التخطيط لموعد معي * |
| Eğer formülü kendin yazmak Zorunda kalsan, ne yapılacağını bilirdin. | TED | وإن توجب عليك كتابة الصيغة بنفسك ستعرف كيف تفعل ذلك. |
| Onu görmek zorundaysan yapman gereken bir şey idiyse. | Open Subtitles | ان توجب عليك ان تراها اذا كان امراً توجب ان تفعله |
| Olaya dışarıdan bakınca tanrı olarak yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | الصورة الكبرى هو أنه توجب عليك فعل ذلك كإله |
| Framework'da hayatta kalmak için yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | فعلت ما توجب عليك من أجل أن تنجو في الإطار |
| Sen yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | فعلت ما توجب عليك فعله إتفقنا؟ |
| Kral olarak yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | - لقد فعلت ما توجب عليك فعله ، ك " ملك " |
| Anlıyorum. Yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | أعلم أنك فعلت ما توجب عليك فعله |
| El yazmasını yok etmek zorundaydın, biliyorum ama hâlâ bir yolu var, demiştin dün. | Open Subtitles | ،أعلم أنه توجب عليك إفساد المخططات لكنك قلت أنه لا يزال هنالك طريقة البارحة |
| Bunu bana söylemek zorundaydın ve bunu sende biliyorsun. | Open Subtitles | توجب عليك إخباري بهذا و انت تعلم أنه توجب عليك ذلك |
| İlle de sormak zorundaydın, değil mi? | Open Subtitles | توجب عليك ان تسالهم , أليس كذلك ؟ |
| İlle de sormak zorundaydın, değil mi? | Open Subtitles | توجب عليك ان تسالهم , أليس كذلك ؟ |
| Gerekirse silahı al, vur birini. Yeter ki bize işimize yarayacak bir bilgi ver. | Open Subtitles | إن توجب عليك أن تقتل أحدهم هناك .. لا يهم , فقط احصل على معلومات مفيدة |
| Gerekirse hepsini öldürürüm. | Open Subtitles | اقتل كل شخص اذا توجب عليك ذلك .. حتى لو كان رئيس الوزراء |
| Oyala Bana ne Gerekirse ara, hastayım de. | Open Subtitles | ماطله، لست أكترث، قل له أنك مريض لو توجب عليك |
| Yakalanacağın gerçeğiyle yüzleştiğinde bir şeyler yapmalıydın sen de o açtığın deliği tıkamak için Evelyn'ı kaçırıp fidye istedin. | Open Subtitles | تواجه حتمية القبض عليك، توجب عليك القيام بشيء، لذا اختطفت (إيفلين) مطالباً بفدية |
| - Neden yapmalıydın? | Open Subtitles | - لماذا توجب عليك ؟ |
| Tren istasyonundan tekneyle mi gelmek Zorunda herkes? | Open Subtitles | تعني أنه توجب عليك القدوم من محطة القطار عبر القارب؟ |
| Eğer ona anlatmak zorundaysan, anlat. | Open Subtitles | قل له إن توجب عليك. |