| Altı ay önce, 22 yaşındayken, kalp hastalığı nedeniyle vefat etti. | TED | قبل نصف سنة، توفّيت من مرض القلب في عمر 22 سنة. |
| Karısı vefat etmiş. 16 yaşında bir evladı var | Open Subtitles | توفّيت زوجته العام الماضي ولديه ابن بالـ16 |
| İşin gerçeği sevgili karım kısa süre önce vefat etti, bu yüzden şehre taşınmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | الحقيقة أن زوجتي الحبيبة قد توفّيت مؤخّرًا ، لذا أنا أفكّر أن أنتقل الى المدينة |
| Benim annem öldüğünde senin yaşlarındaydım. | Open Subtitles | أتعلم؟ كنتُ بعمرك تقريباً عندما توفّيت والدتي |
| O öldüğünde küçük çocuktum ama çok iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | كنت مجرد صبي صغير عندما توفّيت لكنّي أتذكرها جيدًا |
| Annem öldüğünden beri sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | إننا مع بعضنا .. منذ أن توفّيت أمّي |
| Angela öldüğünden beri çöküntü yaşıyordu zaten. | Open Subtitles | لقد كان (داني) يتخبّط على طول الطريق منذ توفّيت (أنجيلا) |
| Ama daha ben ata binmeyi öğrenmeden annem vefat etti. | Open Subtitles | لكنّها توفّيت قبل أنْ أتعلّم ركوبه عدواً |
| Annesi vefat etti. | Open Subtitles | لقد توفّيت والدته |
| Mer'in annesi geçen yıl vefat etti. | Open Subtitles | لقد توفّيت والدةُ (ميريديث) العامَ الماضي |
| Karısı geçen sene vefat etti. | Open Subtitles | توفّيت زوجته العام المنصرم |
| Annesinden bahsetmiştim. vefat etti. | Open Subtitles | أخبرتُكِ عن أمّه، وكيف توفّيت |
| öldüğünde 11 yaşındaydım. | Open Subtitles | لقد توفّيت عندما كنت في الحادية عشرة من عُمري |
| Kız kardeşi öldüğünde 10 yaşındaymış. | Open Subtitles | كان في العاشرة لمّا توفّيت أخته |
| Jessica Morris yüksek dozdan öldüğünde otel odasında biri vardı yani. | Open Subtitles | ،حينما توفّيت (جسكا مورس) بجرعة زائدة كان من المؤكد وجود شخص معها في الغرفة |
| Annem öldüğünde ergenlik çağındaydım daha. | Open Subtitles | توفّيت والدتي حين كنتُ مراهقة |
| Maggie öldüğünden beri uzun zamandır yalnızdım. | Open Subtitles | مذ توفّيت (ماغي)... وأنا وحيد زمنًا طويلاً |
| Rita öldüğünden beri ondan ayrılmadım hiç. | Open Subtitles | لم أفترق عنه مذ توفّيت (ريتا |