| Yaz aylarında Tennessee'nin o sıcaklarında çok ama çok çalışıyordu. | TED | فترة الصيف كانت صعبة, العمل الشاق في صيف تينسي الحار. |
| Haber şu ki, Martin Luther King bu gece Memphis, Tennessee'de vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | مارتن لوثر قد اصيب وقتل الليلة في ممفيس في ولاية تينسي سنقول للكل |
| Tennessee Williams'ın son ilham perisi Altın Küre'den sonra Oscar'ı da alarak Hollywood'un en yüksek şerefine erişebilecek mi? | Open Subtitles | هل سيتبع الأوسكار خطى القولدن قلوب و يمنح آخر أفلام تينسي وليامز أعظم شرف في هوليوود؟ |
| Felipe, Tensi'ye ait tek fotoğrafı kaybetti. | Open Subtitles | فقد (فيليب) الصورة (الوحيدة التي لديه لـ (تينسي |
| Tensi'nin sana ihtiyacı var, şimdi bebekle birlikte daha da çok. | Open Subtitles | تينسي) بحاجة لك ، و مع) ذلك الطفل ، فهي بحاجة أكبر |
| Edo Tensei'min kontrolü altında olmanızdan ötürü hareketleriniz kısıtlı. | Open Subtitles | بينما جميعكم تحت سيطرة أسلوب الايدو تينسي حركاتكم مقيدة |
| George Tucker'a onu sevdiğini söylediğinde, Tansy kasabadan ayrıldı. | Open Subtitles | عندما قلتي لجورج تاكر بانك تحبيه ذلك كان سبب مغادرة تينسي البلده |
| Yani Tanrı ve Tennessee Eyalet Barosu izin verirse. | Open Subtitles | أو حقيقةً , بإرادة الرب وحانة ولاية تينسي |
| St. Mark'taki Tennessee Williams'ın Tallulah Bankhead ile kavgaya tutuştuğu hamamı ziyaret ettik. | Open Subtitles | لقد استطلعنا على البيت المفكك في سانت مارك عندما قام ويليام تينسي بالعراك بالأيدي |
| Kayıp bir Tennessee Williams oyununun kahramanı gibiydim. | Open Subtitles | كنت كالهروين في مسرحية تينسي ويليامز المفقودة |
| Tennessee'de, atom bombasının yapıldığı yere olan Oak Ridge nükleer santraline yakın | Open Subtitles | في (تينسي) ، بجانب مصنع طاقة (أوك رج) أرض مولد القنبلة النووية |
| Silah tutkunlarının cenneti, Tennessee'ye hoş geldin. | Open Subtitles | مرحبا بك في تينسي ولايه اطلاق النار |
| "Blue" diye çağırdığımız Tennessee'li en yakın arkadaşımı götürmelerini izledim. | Open Subtitles | راقبتهم يحملون أعز أصدقائي فتى من " تينسي " كنا نسيمه " بلو " |
| Clarksburg. Tennessee'de küçük bir kasaba. | Open Subtitles | "كلاركسبرق" ، إنها بلدة صغيره في "تينسي" |
| Sana Tensi için para ve mektup göndermeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول إرسال نقود و رسائل (لك لأجل (تينسي |
| Tensi'ye okuma yazmayı siz öğretmemiş miydiniz? | Open Subtitles | ألست من علم (تينسي) القراءة و الكتابة؟ |
| Tensi dışarı çıkınca hep beraber Cordoba'ya gideriz. | Open Subtitles | عندما تخرج (تينسي) سنغادر (لـ (قرطبة |
| Edo Tensei'ni geliştirmiş olman kendi sonunu getirecek. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد زدت من دقة الإيدو تينسي منذ آخر هزيمة لك |
| Edo Tensei bedenlerimiz iyileşmiyorlar. | Open Subtitles | أجسادنا المُستدعاة بالإيدو تينسي لا تعود لسابق عهدها. |
| Yondaime Edo Tensei bedenlere sahip olsak bile ağır şekilde yaralanmamaya çalış. | Open Subtitles | حتى وإن كان جسدك قد استُدعي بالإيدو تينسي .فتجنب أيّ إصابات خطيرة أيها الرابع |
| - Tansy, beni görmene henüz hazır değildim. | Open Subtitles | تينسي لم أكن مستعد لكي تريني هكذا |
| Tansy, yok artık. - Yani, yok artık. - Kendine iyi bak George. | Open Subtitles | تينسي, لا اقصد فقط.. |
| Yazı gelirse New York, tura gelirse Kansas City. | Open Subtitles | الرأس دالاس و الكتابة تينسي |