| Sonra gece eve gidiyorsun, karının dırdırını, çocukların kafa şişirmesini dinliyorsun. | Open Subtitles | ثمّ تَذْهبُ إلى البيت في الليل، تستمع إلى اساءة الزوجةَ، ضوضاء الاطفال. |
| - Herkesin dikkatine! Biz "senin" muz standını yapabilecekken, niye muz standına gidiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تَذْهبُ إلى موزةِ جناحِ متى نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتّخذَ موقفَ موزِكَ؟ |
| Grover Cleveland orta okuluna mı gidiyorsun? | Open Subtitles | تَذْهبُ إلى مدرسة جروفير كليفيلند المتوسّطة؟ |
| gidip biraz hava Al. | Open Subtitles | لما لا تَذْهبُ لتَحصَلُ عَلى بَعْض الهواءِ، |
| İşte. Nakit sıkıntının sebebi. | Open Subtitles | أوه، هناك تَذْهبُ — سبب مشكلةِ سيولتكَ النقديةِ. |
| Niles, her şey gayet iyi gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، النيل، أعتقد أشياء تَذْهبُ بالأحرى حَسناً، أليس كذلك؟ |
| Al bakalım Linc. Üstü kalsın. | Open Subtitles | هنا تَذْهبُ لينك إحتفظْ بالباقي لك |
| gidip onla konuşsan sevinirim. | Open Subtitles | حَسناً، أَتمنّى بأنّك تَذْهبُ وتتكلم إليها. |
| Zenci koğuşuna gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت تَذْهبُ إلى المفصلِ مَع الإخوةِ. |
| Sola dön... Hayır, otoyola doğru gidiyorsun! | Open Subtitles | شمال لا، أنت تَذْهبُ نحو طريق اكسبريس |
| Hayır, otoyola doğru gidiyorsun! Bu da ne? | Open Subtitles | لا، أنت تَذْهبُ نحو طريق اكسبريس ما هو؟ |
| Hayatım, ne için Amerika'ya gidiyorsun? | Open Subtitles | عزيزي ماذا في ان تَذْهبُ إلى أمريكا؟ |
| Hey, Gianni, mutfağa mı gidiyorsun? | Open Subtitles | يا، جياني، تَذْهبُ إلى المطبخِ؟ |
| - İşe 5 de gidiyorsun diye biliyorum. | Open Subtitles | - إعتقدتُ بأنّك لن تَذْهبُ للعَمَل إلا فى 5: |
| Al işte- acılı börekler. | Open Subtitles | حَسناً، أطعمة كثيرة التوابل هناك تَذْهبُ. |
| Sonra patates kızartması Al ve nasıl korkunçtu konuş. | Open Subtitles | ثمّ تَذْهبُ تُصبحَ تَقلّي وكلامَ حول كَمْ رهيب هو كَانَ. |
| Tamam gördün mü oluyor İşte. | Open Subtitles | هناك تَذْهبُ. أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إليّ مطلقاً. |
| Sadece işler nasıl gidiyor, görmek için kontrol ediyordum. | Open Subtitles | فقط يَصِلُ إلى الرُؤية كَمْ أشياء تَذْهبُ. |
| Hadi bakalım! | Open Subtitles | حَسناً، هناك تَذْهبُ. |
| Niles, neden eve gidip biraz yatmıyorsun? | Open Subtitles | النيل، التي لا أنت فقط تَذْهبُ إلى البيت ويَنَامُ؟ |
| Yani haftanın sonunda, sana ya git ya da kal diyeceğim. | Open Subtitles | لذا في نِهَايَة ألأُسْبوعِ، أَصِلُ إلى الرأي سواء تَبْقى أَو تَذْهبُ. |
| Nereye gittiğini söylemek için kimseyi aramamış. | Open Subtitles | هيلَمْتَدْعُأيشخصلإخْبارهم حيث هي قَدْ تَذْهبُ. |
| Ally, neden dedenle parka gitmiyorsun? | Open Subtitles | ألي، التي لا تَذْهبُ إلى المتنزهِ مَع الجدِّ؟ |
| Büyükanne'nin evine, Kırmızı'ya sürpriz yapmak için mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | أنت تَذْهبُ إلى بيتِ الجدّةِ لمُفَاْجَئة أحمرِ. |
| Huzur içinde gitsin. | Open Subtitles | دعْها تَذْهبُ بسلام. الآن النهايةُ. دعْها تَذْهبُ بسلام. |
| Oraya yalnız gitmene izin veremem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَرْك أنت تَذْهبُ هناك لوحده. |
| Eğer Kuzey Kutbu'na ya da bir çöle gitsen, belki. | Open Subtitles | إذا تَذْهبُ إلى القطبِ الشماليِ، أَو إلى a صحراء، لَرُبَّمَا. |
| Dr. A'ya gidersin, sadece Dr. B için ödeme yaparlar. | Open Subtitles | تَذْهبُ إلى الدّكتورِ أي، يَدْفعونَ عن الدّكتورِ بي . فقط |
| Şimdi eve gidersen, kafana bir kurşun yersin. | Open Subtitles | تَذْهبُ إلى البيت الآن، أنت سَتَحْصلُ على الفي الرأسِ المضروبِ. |