| sadece bir aile olduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّك تَتعاملُ مَع عائلة وحيدة هنا |
| Tessa, bunun büyüklüğünü anlamak zorundasın. | Open Subtitles | تيسا، أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ مِقياس هذا. هناك a تي . |
| Proteus haklı olduğunu biliyorum ama gücünün sınırlarını anlamalısın. | Open Subtitles | الآن بروتيس اعْرفُ بأنّك كان عندك حق لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ حدود قوَّتِكِ و حدودي |
| - anlamalısın, bacağın yok artık Miklo. Artık bir asker olamazsın. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ ،ساقكَ قطعت أنت لَمْ تعُدْ تَستطيعُ أَنْ تَكُونَ جـندياً |
| Bunun nasıl bir adanmışlık olduğunu anlayamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ أَنْ تَفْهمَ النوعَ إلتزامِ الذي عِنْدي. |
| Sen böyle bir sadakati, böyle bir bağlılığı anlayamazsın. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَفْهمَ ذلك النوعِ مِنْ الإلتزامِ ذلك النوع من الولاء |
| Teal'c, Anlaman gerekir. Geldiğimiz zaman çizgisinde | Open Subtitles | تيلك *، يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ * في التسلسل الزمني الذى جئنا منه |
| Kurallar var ve iyi anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | هناك قواعد، جاك، و أُريدُك أَنْ تَفْهمَ هذه بشكل صحيح. |
| Kız-erkek arası mesele. Sen anlamazsın. | Open Subtitles | -أشياء تخص البنات والاولادِ، أنت لن تَفْهمَ. |
| Hala görevini yaptığını anlıyorum, ve sen de anlamalısın ki ben de kendi görevimi yapmalıyım. | Open Subtitles | أَفْهمُ بأنّك ما زِلتَ تَقُومُ بواجبكَ، وأنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّني يَجِبُ أَنْ اقوم بواجبي |
| anlamalısın ki babanın amacı iyi. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّ أبوكَ يَعْني حَسناً. |
| anlamalısın ki, bütün bu inşaat işleri gemi olayları buradaki planlarım arasında değil. | Open Subtitles | ثمّ أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بِأَنَّ هذا لبِناء سفينةَ لَيستْ جزءَ خططِي. |
| - Anlaman gereken... - Sus! | Open Subtitles | - حَسناً، أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ ذلك... |
| Tek çalışan ben olduğum için bunu anlamanı beklemiyorum. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمَ بأنّ، أنْ يَكُونَ الواحد الذي أَعْملُ كُلّ العمل. |
| anlamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمَ. |