"تَلْعبُ" - Translation from Arabic to Turkish

• oynuyorsun
• oynuyor
• oynar
• oynadın
• oynanıyor
• oynadığını

Sen, onların aksine, sinirliyken daha iyi oynuyorsun.
أفترض ليس مثلهم، أنت تَلْعبُ بشكل أفضل عندما تغضب

Sen, onların aksine, sinirliyken daha iyi oynuyorsun. Haklı mıyım?
أفترض ليس مثلهم، أنت تَلْعبُ بشكل أفضل عندما تغضب

Elde edilmesi zoru, oynuyor.
هي فقط تَلْعبُ بشدّة أَنْ تُصبحَ. إذهبْ إلى الجدِّ.

Her gün bu saatte badminton oynuyor.
انها تَلْعبُ الرّيشةَ أثناء هذه الفترةِ كُلّ يوم

- Yarın oynar mısın bizimle?
يَجيءُ لذا. هَلّ بالإمكان أَنْ تَلْعبُ غداً؟

İkimiz yaptık, kartları iyi oynadın, Artık 9'dan 5'e çalışmayacaksın.
أنت تَلْعبُ أوراقكَ بشكل صحيح، أنت مَا يَجِبُ أَنْ تَضْربَ a ساعة.

Bir kızı oynadığını biliyorum ama...
أعْرفُ بأنّك تَلْعبُ دور البنت , لكن تعال

Dikkatli ol. Ateşle oynuyorsun.
يا فتى ، كُنْ حذراً ، أنت تَلْعبُ بالنارِ.

CAMPBELL, SAHSi oynuyorsun.
كامبيل، أنت تَلْعبُ أناني، يَعْرضُ كرةَ قدم.

Ondan nefret ediyorsun, ama hâlâ poker oynuyorsun.
تَكْرهُه، لَكنَّك ما زِلتَ تَلْعبُ بوكرَ.

Onun yerine poker oynuyorsun yani.
لذا، تَلْعبُ بوكراً بدلاً مِن ذلك.

Yine mi video oyunu oynuyorsun?
تَلْعبُ تلك ألعاب الفيديو ثانيةً.

Futbol oynuyor, goller atıyor.
هي تَلْعبُ كرةَ قدم، إحراز الأهدافِ.

Satranç oynuyor.
تَلْعبُ شطرنجاً.

oynuyor musun, oynamıyor musun?
تَلْعبُ أَو لَسْتَ؟

- Kart oynar mısın? - Üzgünüm, hayır.
هَلْ تَلْعبُ الورق آسف، لا أَلْعبُ

Sen top oynar mısın, Tito?
تَلْعبُ كرة، تيتو؟

Hiç Marco Polo diye bir oyun oynadın mı?
تَلْعبُ أبداً a لعبة مسمّى بولو ماركو؟

Son zamanlarda golf oynadın mı?
تَلْعبُ أيّ غولف مؤخراً.

"Her gün kâğıt oynadığını görüyorum, onlar benden daha mı kıymetli..."
"كلّ يوم أَرى بأنّك تَلْعبُ الورق. بتحبة أكثر منيّ.