| Birisi ya da bir şey o adamı götürdü ve burada oturup hiçbir şey yapmamamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | شخص ما أو شىء ما أخذ هذا الشخص و أنت تُريدنا أن نبقى هُنا ولا نفعل شىء ؟ |
| Yoksa sonsuza dek bu çöplükte yaşamamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أم أنكَ تُريدنا أن نبقى هُنا في هذا المكَّب إلى الأبد؟ |
| Senin sinsi olduğunu düşünmemizi istiyorsun ama değilsin. | Open Subtitles | تُريدنا أن نعتقد أنّك تشمت، لكنّك لست كذلك. |
| Bu saçmalık bana çok pahalıya mal oluyor. Şimdi de konuşmalarımızı yenilememizi istiyor. | Open Subtitles | هذا الشيئ الغريب سيُكلف الكثير من المال والآن تُريدنا أن نجدد نذرنا |
| Hızlı bir şekilde birkaç şey daha almamızı istiyor. - Onu yoldayken buluruz. | Open Subtitles | تُريدنا أن نلتقط بضعة أشياء أخرى، وبسرعة. |
| Çok az kaldı. Kontrolün sende olduğunu, dokunulmaz olduğunu düşünmemizi istiyorsun. Ama değilsin. | Open Subtitles | تُريدنا أن نعتقد أنّك مُسيطر، وأنّك منيع، لكنّك لست كذلك. |
| Tamam, kardeşim, sert oynamak istiyorsun, pekâlâ. | Open Subtitles | حسناً، تُريدنا أن نسلك المنحى القاسي |
| Şimdiyse onu iyileştirip aynı şeylerin yaşanmasına müsaade etmemizi mi istiyorsun? | Open Subtitles | والآن تُريد إسترداده ، و تُريدنا أن نعود مرة أخرى لهذا ! ؟ |
| Nereye gitmemizi istiyorsun? | Open Subtitles | أين تُريدنا أن نذهب؟ |
| Yani bizden hangi konteynerde olduğunu bulmamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | -إذن تُريدنا أن نُعرّف حاوية الشحن؟ |
| Bize bu kadarını söylüyor, çünkü işin peşini bırakmamızı istiyor. | Open Subtitles | إنها تُخبرنا بهذا فقط لأنها تُريدنا أن نترك القضية |
| Üstlerim otelde olduğu sırada harekata girişilmemesini istiyor. | Open Subtitles | الإدارة لا تُريدنا أن نجلبه في الفُندق... |
| Bizim soruşturmaya devam etmemizi istiyor. | Open Subtitles | هي تُريدنا أن نعمل على القضيّة. |
| Sanırım, Silver Ridge'deki bir Verdiant deposunu aramamızı istiyor. | Open Subtitles | " أعتقد أنها كانت تُريدنا أن نقوم بتفتيش مخبأ " فيرديانت " في " سيلفر ريدج |
| Sabah ona uğramamızı istiyor. | Open Subtitles | تُريدنا أن نزورها في الصباح |