| - Şuna motosikletinde yardım et. | Open Subtitles | هاندسم، هَلّ بالإمكان أَنْ تُساعده بالدراجةِ؟ |
| Bu yüzden diğer erkek yunuslar dişiyle çiftleşmesi için ona yardım eder. | Open Subtitles | لذا الذكور الأخرى تُساعده بالتزواج مع الأُنثى. |
| Dinle. O yavru Gus'ın kızı ve yardım etmiyor, ziyaret ediyor. | Open Subtitles | أسمع، تلك الفاتنة ابنة (جوس) وهي لا تُساعده ولكنها تزور المكان. |
| Seve seve yardım ederim demiştin. | Open Subtitles | ماذا فعل "تيد " الليلة الماضية لقد قلت أنك سعيد لأنك تُساعده |
| Bunu yapamazsın. Ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | لا يُمكنُك القيام بهذا، عليك أن تُساعده |
| Nelson güzel bir yavrunun ona yardım ettiğini söyledi. | Open Subtitles | (نيلسون) قال بأن لديه شابة فاتنة تُساعده. |
| Sue sen de sahte bir iki gözyaşı dökerek yardım etmesi için yalvar! | Open Subtitles | ومن ثمّ يا (سو)، قومي بالبكاء قليلاً، وتوسّلي من (إيما) أن تُساعده. |
| Yanına gitmelisin Francis, ona yardım etmelisin! | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،يتحتّم أن تذهب إليه ! فرانسيس)، يتحتّم أن تُساعده) |
| Da Vinci çok yaklaşırsa ona yardım etmen icap eder. | Open Subtitles | إن اقترب (دا فينشي) كثيراً منّا عليك أن تُساعده |
| Doğrusu bu sanmıştım. Radley ona yardım eder diye umduk. | Open Subtitles | خِلت إنني أقوم بالصواب أملنا أن تُساعده مصحة (رادلي) |
| Ona yardım edebilirsin. | Open Subtitles | وأنتيمكنكأن تُساعده. |
| Bırak ona yardım etsin. | Open Subtitles | دعها تُساعده |