| İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. | TED | لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم. |
| Şimdi de Nollywood'umuz var, dünyadaki üçüncü büyük film endüstrisi. | TED | والآن لدينا نوليود, ثالث أكبر صناعة أفلام على مستوى العالم. |
| Birinci fake, ikinci fake. üçüncü fake! ŞUUT VE GOOL! | Open Subtitles | أول مرة، ثاني مرة ثالث مرة وسجّل هدفاً أجل، أجل |
| üç çeşit olmalı, onlar ve ben, 'çünkü ben iyiyim. | Open Subtitles | لابد أن هناك نوع ثالث لأنك ، تعرفين.. أنا جيد |
| Daha üç hafta önce masanın başına toplanmış jambon yiyorduk. | Open Subtitles | أعني, قبل ثالث أسابيع ..كُنا جالسين حول الطاولة نأكل اللحم |
| Evet, bu, otelde bulduğunuz ses kasetlerinin üçüncüsü. | Open Subtitles | هذا ثالث شريط وجدناه من بعض ما في الفندق |
| Elbette... üçüncü tarafla konuşmamız gerektiğinde, her şeyi biliyor olacağım... en ufak Peni, Sterlin, Frank ve Mark'ına kadar. | Open Subtitles | وبالطبع اذا اضطررنا للتحدث إلى طرف ثالث فأنا أعرف كل شيء بداية من القرش إلى الجنيه الفرنك والمارك الألماني |
| Kaç aydır bu üçüncü kişi. Tanrı aşkına, neden bunu kendi evlerinde yapmıyorlar? | Open Subtitles | هذه ثالث حادثة تحدث في خلال 3 شهور لماذا يحدث كل هذا ؟ |
| -Maalesef olay yerinde üçüncü birinin olduğunu gösteren bir kanıt yok. | Open Subtitles | اسف,لكن لا يوجد دليل يشير لوجود شخص ثالث في مكان الجريمة |
| Fabrikanın üçüncü bir katı olduğunu duydum. Bu doğru mu? | Open Subtitles | سمعت أن هناك طابق ثالث في المصنع، أهذا صحيح ؟ |
| üçüncü bir durum var, ki bu beni daha çok düşündürüyor. | Open Subtitles | هناك في الواقع عنصر ثالث وهو مايثير لي المزيد من القلق |
| Gördüğüm üçüncü kişiydi. İlk ikisi umutsuz vaka olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | بل ثالث رجل، أول اثنان ظنا أنك حالة ميؤوس منها |
| Bu etti üç, sevgili dostum... kimyasal açıdan saf bir şarap içtim. | Open Subtitles | هذة ثالث مرة .... يا صديقى العزيز التى أشرب فيها خمراً نقياً |
| Evet, baksanıza, sizi benim çamaşırlar için üç gündür arıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نخيب أمل الضيف أجل، اسمع، هذا ثالث يوم على التوالي التي أتصل بك فيها حول الغسيل |
| üç numaralı serseriyi takip ettim. İşte buradaydım. | Open Subtitles | و هذا كيف انتهي بي الحال ها هنا لقد اتبعت ثالث رديء |
| İşte böyle kendimi burada buldum. üç numaralı serseriyi takip ettim. | Open Subtitles | و هذا كيف انتهي بي الحال ها هنا لقد اتبعت ثالث رديء |
| İçerde, rehineleri tutan olası üç tane şüpheli olduğuna dair bir rapor aldık. | Open Subtitles | لدينا تقرير عن احتمال مشتبه به ثالث داخل المصرف لإحتجاز الرهائن. |
| Smith ailesindeki herkesin iki belki de üç zanlıyla beraber evin içinde olduğunu doğrula. | Open Subtitles | تأكدي أن عائلة سميث موجوده في المنزل يوجد مشتبهان به ، واحتمال وجود ثالث |
| Kimse ikisinden birini seçemeyeceğine göre, çözüm bir üçüncüsü. | Open Subtitles | كما لا يمكن لأحد أن يختار واحدا من اثنين ، الحل هو ثالث. |
| Üçüncüye ihtiyacın var mı diyecek kadar uzun zamandır. | Open Subtitles | مدة كافية لتسال كيف تشعر عن احضار احد ثالث |
| Fakat bir üçüncüyü, dördüncüyü eklerseniz, işte o zaman her şey arap saçına döner. | Open Subtitles | لكن الأمور تصبح معقدة عندما ينضم طرف ثالث أو رابع |
| Artık tek bir dünyada yaşamanın ve bir üçüncüsünü aramayı bırakmanın vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت لكَ لتعيش في عالم واحد و أن لا تعيش مطارداً عالماً ثالث |
| Kuvvetlerinin üçte biri gemide taarruza hazır vaziyette. | Open Subtitles | ثالث قواتهم علي ظهر السفن في انتظار الهجوم |
| O boğazı kesilen, burnu kırılan ve beyni çıkartılmış olarak bulunan üçüncü kadındı. | Open Subtitles | هي كانت ثالث امرأة تم العثور عليها بحلق مقطوع، أنف محطم، دماغ مفقود. |