| NBA süperstarı Steph Curry gibi: üst üste 77 üçlük attı. | TED | مثل نجم كرة السلة الأمريكية ستيف كيري أحرز 77 رمية ثلاثية على التوالي. |
| Yani üçlü Grup, bir adam götüne amına giren adamı dengelemek için. | Open Subtitles | تلك لعبة ثلاثية مَع دكر فوق طيزك علشان تظبطي الزبونِ في كسك |
| Lig tarihinde ilk kez, yardımcısız olarak üçüncü minderde oynamıştı. | Open Subtitles | قامت بلعبة ثلاثية من دون مساعدة الوحيدة في تاريخ الدوري |
| Burada yaptığımız şey, birçok kişisel zevki ve karakteri, elimizden geldiğince harmanlamak ve üç boyutlu olarak sonuçları yazdırmak. | TED | هنا، نحن ننتج الكثير من الأذواق الفردية والشخصيات في التصميم، في أي مكان نستطيع، ونطبع النتيجة بطابعة ثلاثية الأبعاد. |
| Bazı kolaj çalışmaları yaptım. 1 sahnelik oyunlardan oluşan bir üçleme yazdım zeki olmaya çalışan bir karaktere Milly adını verdim, bilirsin. | Open Subtitles | وصنعت بعض الصور لقد كتبت ثلاثية لعبة الفن عنها واسمها " الشخصية ميلي" .. |
| üç kere üçün gücü kadar istiyorsam, olacaktır. | Open Subtitles | ثلاث مرات بقوة ثلاثية كما أسهو.. لذا سيكون |
| Her aşk üçgeni, neşter yardımıyla ayrılabilseydi, çok güzel olurdu. | Open Subtitles | لكان سيكون رائعاً لو أن كل علاقة حب ثلاثية عولجت باستخدام المشرط |
| Bu film, 11 Eylül sonrası Amarika'yla ilgili bir üçlemenin son parçasıdır. | Open Subtitles | هذا الفلم هو الجزء الثالث من ثلاثية عن أمريكا بعد 11 سبتمبر. |
| Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin uzatılmış sürümünü daha önce hiç izlemedim. | Open Subtitles | أنا لم أرئ الإصدار البلاتيني الخاص النسخة الممددة من ثلاثية ملك الخواتم |
| Birinci sınıflardan bir çocuk üçlük atışı engellemek isterken düştü. | Open Subtitles | ذلك المبتدئ المسكين سقط وهو يوقف رمية ثلاثية. |
| Moons, 17 saniye kala bir üçlük attı. | Open Subtitles | (مونز) صوب رمية ثلاثية قبل النهاية بـ17 ثانية |
| Öğrenmek için üçlük at. | Open Subtitles | إرمي كره ثلاثية من أجلها. |
| Bir keresinde, üçlü Grup yapmanın fantezisini bile kuramayan bir adamla birlikteydim. | Open Subtitles | حسناً ، كنت مرة مع رجل لم يقدر على تخيل علاقة ثلاثية |
| Şu adama bakın. Grup yapmak yerine huzurevinde olmalıydı. | Open Subtitles | إنظروا إلى هذا الرجل ينبغي أن يكون في دار المسنين وليس بلعبة ثلاثية |
| Buna sen de dahilsin çaylak. üçüncü turumuzu atıyoruz. | Open Subtitles | هذا يعنى ، أنت أيضاً نحن نقوم بعملية تبديل أرقام ثلاثية |
| Akortlar, üçüncü aradaki notalardan oluşturulmuş. | Open Subtitles | الأوتار نٌظمت وفق النغمات الموسيقية بفواصل ثلاثية |
| Arabalar, üç boyutlu nesnelerdir. sabit bir konum ve hıza sahiplerdir. | TED | السيارات هي مجسمات ثلاثية الأبعاد حيث لديها موقع و سرعة تابتين |
| üçleme bir şeye dayanıyor. | Open Subtitles | هذه الأفلام إنّها ثلاثية الأجزاء |
| Fazladan şekerli üç kat sert sütlü espressomuz da geldi. | Open Subtitles | وجرعة ثلاثية من لاتيه الأسبرسو بسكرّ إضافي |
| Ve eğer şüphelerim doğruysa bu, üçlü bir cinayet yeri değil. | Open Subtitles | وان كان ما اظنه صحيحاً فهذا ليس مشهداً لجريمة قتل ثلاثية |
| Sabahın 4:00'üne kadar Omen üçlemesini seyrettim. | Open Subtitles | رباه، سهرت حتى الرابعة صباحاً وأنا أشاهد ثلاثية أفلام النبوءة. |
| Ve baktığımda, yakın bir gelecekte holografik video konferansların da mümkün olduğunu görebiliyorum. | TED | ويمكنني أن أغلق عيني قليلا وأرى أجهزة نقل صور ذاتية ثلاثية الأبعاد في مستقبلنا القريب. |
| Bu beynin önüne bir hologram yerleştireceğim ve ışık demeti içinden çıkacak. | TED | سنضع صورة ثلاثية الأبعاد أمام هذا الدماغ وسنجعلُ تيارًا ضوئيًا ينبثق عنه. |