| - Ben alarak öneri. - Yapabiliriz bir buz kayması için küre bunu. | Open Subtitles | أنا آخذ مقترحاتكم يمكننا أن ننقله لمكان ثلجي |
| Özür dilerim, buyrun, kafanız için benim buz torbamı kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | آسف لهذا تفضلي، يمكنك استعمال كيس ثلجي لرأسك |
| Bütün günümü buz torbasıyla geçiremem. | Open Subtitles | لا يمكنني قضاء اليوم بأكمله و انا واضعها في كيس ثلجي |
| Sonra kar yağmaya başladı, bunun anlamı tüm yüzey çığa sebep olabilecek ince, toz kar ile kaplanacaktı. | Open Subtitles | بدأت تثلج وكانت حقا المنظر كله قفر و رذاذ أنهيار ثلجي |
| Yani, ben kendime düşene tamamlamıştım ve kötü bir kar canavarını yakalamıştım. | Open Subtitles | أعنى أننى قد أتممت إنجاز العقد لإيجاد وأسر أسوء حيوان ثلجي |
| En karanlık hayallerini bir kardan adama anlattın ve bak ne hale geldi! | Open Subtitles | لقد صَببت أحلامك المظلمة إلى رجل ثلجي وانظر، انظر إلى ماذا قد اصبح |
| Bir geminin gövdesini delmek için buzdağı şart değil. | Open Subtitles | لا، أنت لست بحاجة إلى جبل ثلجي لتفجير هيكل. |
| Son anda bir durum olmuş. Gemi neredeyse buz dağına çarpacakmış. | Open Subtitles | يبدو بأنه كان هناك حادثة وشيكة الوقوع وكادت أن تصطدم السفينة بجبل ثلجي |
| Son anda bir durum olmuş. Gemi neredeyse buz dağına çarpacakmış. | Open Subtitles | يبدو بأنه كان هناك حادثة وشيكة الوقوع وكادت أن تصطدم السفينة بجبل ثلجي |
| Bir tersane çalışanı, köprü ayağına bağlanmış ve göğsünde bir buz kıracağı bulunuyor. | Open Subtitles | عاملة ميناء مقيّدة إلى عامود أساس ومعول ثلجي مغروز في صدرها |
| Dünyaya uzaktan şöyle bir baktığımda tek gördüğüm rüyaların öldüğü buz gibi bir yer. | Open Subtitles | أنا أحدّق في هذا العالم وكل ما أراه هو مكان ثلجي حيث تموت فيه الأحلام |
| Bu arada, önceki mürebbiyeniz, Bir kuklayı taklit eden canlı bir buz heykeli. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء معلمتك السابقة هي نحت ثلجي حي الآن انتحال سيد بنش جيني، ماذا لديك؟ |
| ayrıca cinayet silahi olan maun tutacaklı buz kıracağının da mutfağınızdan kayıp olduğunu belirtti. | Open Subtitles | وتعرّف أيضاً على سلاح الجريمة كمعول ثلجي من شجر الماهوجني مفقود من مطبخكِ. |
| kar küresi için fazla büyük, çadır için fazla küçük. | Open Subtitles | أنه أكبر من أن يحتوي على تمثالٌ ثلجي وأصغر من أن يحتوي على مهجع |
| Yüzüme yumruk atmana izin veririm, sen de bana kar motoru alırsın. | Open Subtitles | سأسمح لك بلكمي في الوجه وتحضر لي دباب ثلجي |
| Bu akış kar yağışıyla dengelenmezse, buzul örtüsü gittikçe küçülüyor ve deniz seviyesi yükseliyor. | Open Subtitles | إن لم يتوازن هذا بتساقط ثلجي سيقابله ارتفاع بمستوى مياه البحر |
| Aniden, Pyarelal'nin önüne homurdanan bir kar leoparı çıktı. | Open Subtitles | فجأة , بياريلال جي رأى انهيار ثلجي أمامه مباشرة |
| Senin kardan adam yapabildiğini bilmiyordum. ..özellikle de sıcaklık 80F iken. | Open Subtitles | لم اعرف انكِ تستطيعين عمل انسان ثلجي و درجه الحرار 80 درجة |
| kardan adam, punç, Noel şarkıları... Hepsini yapacağız, tamam mı? | Open Subtitles | رجل ثلجي وتلوين البيض والتسكّع , سنفعل كل شيء , حسناً ؟ |
| Bir buzdağı veya onun gibi bir şey mi? | Open Subtitles | تمزق من أثر صدمة على الحاجز- هل ضربت بجبل ثلجي أو شيئاً ما؟ |
| Diğer çocuklarla oynamayan ve sinirli annesiyle, babasının mesafeli davranışları arasında kalan Amelie, kendi yarattığı dünyasına çekiliyordu. | Open Subtitles | ترعرعت بين مصابة بمرض عصبي وجبل ثلجي مما جعل أميلي تتقوقع داخل خيالها |