| Crosbie, vedalaşmak için 10 saniyen var. Sonra seni alacağız. | Open Subtitles | كروسبي، أمامكِ عشر ثوانٍ لتقومي . بالوداع، ويعدها سنصل إليكِ |
| İğrenç parmaklarını üzerimden çekmek için 5 saniyen var. | Open Subtitles | لديك خمس ثوانٍ لإبعاد أصابعك الملتصقة الصغيرة عني |
| Düşün, sadece bir kaç saniyeliğine, adamın neden vurulmadığını düşün. | Open Subtitles | فقط لبضعة ثوانٍ حول لمَ لا يصاب المرء أبداً |
| Dün gece sekiz saniyelik görkemim vardı. Değil mi, kızlar? | Open Subtitles | لقد حضيت بثمان ثوانٍ من المجد، اليس كذلك يا فتيات؟ |
| 200 metre uzaktasınız, bakıyorsunuz ki beş saniyeniz kalmış, gazı köklüyorsunuz. | TED | أمامك ٢٠٠ ياردة ، تدرك انه لديك خمس ثوانٍ للانطلاق ، |
| Pardon. İşinize yarayabilecek diğer bir şey ise beş saniye kuralı. | TED | آسف. يوجد شيء آخر يمكنكم استعماله، أطلق عليه قاعدة الخمس ثوانٍ. |
| Büyük beyaz ışığa bakıyordum ve sekiz saniyeden daha fazla gibi geldi. | Open Subtitles | لقد كنت أتطلع إلى ضوء أبيض ساطع، وبدا الأمر لي أطول من مجرد ثماني ثوانٍ فحسب. |
| Cihazı bir süreliğine bıraktım ve birkaç dakika ona doğru yürüdükten sonra birkaç saniye içinde çalıştığını biliyordum. | TED | لقد تركت الجهاز في الخارج لفترة قصيرة، ثم ذهبت إليه بعد بضع دقائق، وخلال ثوانٍ علمت أنه يعمل. |
| Vedalaşmak için 10 saniyen var. Sonra seni alacağız. Çok sevindim! | Open Subtitles | أمامك عشر ثوانٍ لتقوم بالوداع . ويعدها سنصل إليك |
| Bütün elbiselerini parçalayıp seni tam burda lobide becermeye başlamadan önce on saniyen var | Open Subtitles | لديك حوالي 10 ثوانٍ قبل أن أجردك من ملابسك وأضاجعك هنا بالردهة |
| Küçük kızın nerede olduğunu söylemen için 5 saniyen var. | Open Subtitles | لديك خمسة ثوانٍ لتخبرني أين الفتاة الصغيرة |
| Hedefin neresi olduğunu söylemen için üç saniyen var yoksa seni öldürürüm. | Open Subtitles | لديكِ ثلاث ثوانٍ لتخبريني بمكان الهدف وإلا سأقتلكِ |
| bana lanet biletleri vermen için beş saniyen var desem? | Open Subtitles | حسناً، لديك مهلة 5 ثوانٍ لإعطائي بطاقاتي اللعينة، مفهوم؟ |
| Eğer çalışırsa, bize birkaç saniyeliğine yayın yapabilme imkanı verir. | Open Subtitles | إذا كان هذا يعمل، فسوف يعطينا ثوانٍ قليلة للإرسال إلى الخارج |
| Başta biraz yakacak sadece bir kaç saniyeliğine. | Open Subtitles | ستحرقك هذه قليلاً في البداية لبضعِ ثوانٍ فقط |
| Birkaç saniyelik sessizlik bizi dikkat ettirecektir. | TED | بضعة ثوانٍ من الصمت ستجلعنا نوجّه اهتمامنا لما هو قادم |
| Fakat kimse uydunun 7 saniyelik bir iletişimde bulunduğunu bilmiyor uzayın derinliklerine bir mesaj gönderdi ve kendi kendini imha etti. | Open Subtitles | لكن لم يعلم أحد أنّ القمر بثّ 7 ثوانٍ ... من موجات الاتّصال رسالة إلى عمقِ الفضاء و بعدها تدمّر ذاتيّاً |
| Yanıt vermek için 5 saniyeniz var. Yanlış cevap verirseniz diskalifiye edilirsiniz. | Open Subtitles | أمامكم خمسة ثوانٍ للإجابة، إجابة خطأ، وسيتم إستبعاد ثلاثتكم. |
| Ama sadece beş saniye için. Ona tüm vereceğim buydu. | Open Subtitles | و لكن لخمس ثوانٍ فقط هذا هو كل ما سأمنحه |
| Birkaç saniyeden daha fazla sürdü. Tepki süren çok kötüydü. | Open Subtitles | أكثر من بعض ثوانٍ لقد استغرقت وقتًا لتتفاعل |
| Harekete geçirilince, manyetik akseleratör 2.6 dakika içinde Füzyonu gerçekleştirir. | Open Subtitles | حينما يتمّ تشغيله سيقوم سلاح التّسريع المغنطيسى بالانصهار خلال دقيقتين و6 ثوانٍ |
| Kafanda nereye delik açacağını anlamak için 10 saniyesi vardı. | Open Subtitles | كانت لديه 10 ثوانٍ ليكتشف أين عليه وضع الثقب فى رأسك |
| Ben de sinyali kabul edeceğim ve iki vagon ayrılmadan sizin tarafa geçmem için 10 saniyem kalacak. | Open Subtitles | سأقوم بقبول الإشارة ومن ثمّ ستكون لديّ عشر ثوانٍ للركوب إلى عربتكم قبل إنفصال العربتين. |
| Tekrar "aklımı başında" hissetmek için birkaç saniyeye ihtiyacım var. | TED | تلزمني بضع ثوانٍ لأعود إلى نفسي، لكي أكون حاضراً بشكل جيد. |
| Düşmanları etkisiz hale geçirmek için birkaç saniyemiz olacak, bu yüzden hedefinizi çabuk bulun. | Open Subtitles | لدينا فقط ثوانٍ قليلة لتأمين الإرهابيين لذا فلتجدوا أهدافكم بسرعة |
| Öncelikle, tam olarak sekiz saniyedir buradayım ki burayı gözetlediğine göre eminim biliyorsundur. | Open Subtitles | وصلت إلى هنا منذ 8 ثوانٍ بالضبط وأجزم أنكِ على دراية بذلك بما أنكِ تراقبين المكان |
| Belki isim koyarken harcadıkları saniyeyi yazmışlardır. | Open Subtitles | ربما هذا ما استغرقهم من ثوانٍ لتسميته |
| Seç bir tane, 20 dolar bahse girerim 5 saniyede tahmin edebilirim. | Open Subtitles | أراهنكِ بعشرين دولار أنّ بإمكاني تحزير ورقتكِ في أقل من خمس ثوانٍ. |
| saniyeler içinde içilebilir su üreten bir tuzdan arındırma tekniği. | Open Subtitles | أسلوب تحلية قادر على إنتاج مياه صالحة للشرب خلال ثوانٍ |