| Efendim, rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bu mektup size gelmiş. | Open Subtitles | سيد ، آسف لإزْعاجك لكن هذه الرسالةِ جاءتْ من أجلك |
| Caroline biz uyurken odamıza gelmiş ve bizi seyretmiş. | Open Subtitles | جاءتْ كارولين فيها ونَظرتْ إلينا كلا بينما نحن كُنّا نائمون. |
| Buraya taşınırken, o da onlarla gelmiş olmalı. | Open Subtitles | انها لا بدَّ وأنْ جاءتْ مَعهم عندما حوّلوا هنا. |
| Buraya yeni geldiğinde sürekli neşeli ve gülümserdi. | Open Subtitles | في البِداية،عندما جاءتْ أولاً هنا، كَانتْ سعيدةَ ومبتسمةَ دائماً. |
| O gece ilk geldiğinde sırt çantası yoktu. | Open Subtitles | عندما هي أولاً جاءتْ في ذلك الليلِ، هي ما كَانَ عِنْدَها العُلبةُ. |
| Yu buraya tayin edildiğinde onlarla birlikte buraya gelmiş olmalı. | Open Subtitles | انها لا بدَّ وأنْ جاءتْ مَعهم عندما حوّلوا هنا. |
| Yangın merdiveninden gelmiş olmalı. | Open Subtitles | المومس لا بدَّ وأنْ جاءتْ في خلال سلمِ النجاة. |
| Demek ki sümüğümsü madde buraya sonradan gelmiş. | Open Subtitles | الذي يَعْني حدثَ الوحلَ جاءتْ لاحقاً في الجولةِ. |
| Bu not daha alt kademede bir yöneticiden gelmiş. | Open Subtitles | المذكرة جاءتْ مِنْ a مدير مستوى أدنى التنفيذي. |
| Adamın biriyle buraya, isteyerek gelmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل هي جاءتْ هنا بشكل راغب مَع a john |
| Kız arkadaşı şehre gelmiş. Onunla olacak. | Open Subtitles | صديقته جاءتْ إلى البلدةِ، لذا هو مَعها. |
| Buraya yalnız gelmiş. | Open Subtitles | البوَّاب قالَ بأنّها جاءتْ هنا لوحدها. |
| Ziyaretine bir hatun gelmiş. | Open Subtitles | يُقال أنّ فتاةً جاءتْ لزيارتك؟ |
| Teksas'a 1893 yılında gelmiş. | Open Subtitles | جاءتْ إلى تكساس في 1893 |
| İki kez, boşanmayı iptal etmek için size gelmiş. | Open Subtitles | "مرّتين، جاءتْ إليك لإلْغاء "الطلاق |
| Seni görmeye gelmiş. | Open Subtitles | جاءتْ لتراك |
| Grace buraya ilk geldiğinde kendi zayıflığını bizden gizlememişti. | Open Subtitles | حَسناً، يا سّيدة هينسون، عندما جاءتْ غرايس أول مرة لم تحاول أن تخفي ضعفها عنا. |
| Bana, programa katılmak için geldiğinde... ona kollarındaki kesikleri sordum. | Open Subtitles | عندما جاءتْ أولاً لي وبرنامجي... سَألتُها حول التخفيضاتِ على ذراعِها. |
| Biletler geldiğinde 90 yaşındaydı. | Open Subtitles | عندما جاءتْ التذاكرَ أخيراً هو كَانَ بعمر 90 سنةً. |
| Mektubun geldiğinde, o buradaydı. | Open Subtitles | حَسناً، كَانتْ هنا عندما جاءتْ رسالتكَ. |