| Bu haksızlık, anne. Biliyorsun öyle demek istemedim. | Open Subtitles | هذا جائر أمي تعلمين أني لا أقصد هذا |
| Sence bu haksızlık olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألاّ تظنّين أنّ هذا جائر نوعاً ما؟ |
| Düşüncesi bile küçük düşürücü ve haksızlık gibi geliyor. | Open Subtitles | المشكلة بأن الأمر يبدو مُهينًا و جائر |
| Dürüst konuşmak gerekirse, bunu rahatsız edici ve adaletsiz buluyorum. | Open Subtitles | إذا جاز لي أن أتكلم بصراحة أعتقد أن ذلك جائر وغير عادل |
| Böyle şey olmaz. Bu hapishanede olan en adaletsiz şey. | Open Subtitles | هذا ليس عدلا هذا اكثر شيء جائر حدث في هذا السجن |
| Bunun kadar adaletsiz bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء جائر أكثر من هذا |