| Radyodan hediye kazanmıştı ve radyo binasına gittiğinde onu içeri almamışlardı. | Open Subtitles | حسنا , لقد ربح جائزة الأذاعة وعندما ذهب لإستلامها لم يتركوة يدخل |
| Müdür Ödülleri'nin hepsini kazandığından beri kendini çok havalı zannediyor. | Open Subtitles | يظن نفسه رائع منذ أن حصل على جائزة أفضل المديرين |
| Yarınki Toronto Grand Prix'inde herkesin gözü Bly'ın üzerinde olacak... | Open Subtitles | معاً على المسار كل العيون ستتجه الى بلاي حيث جائزة تورينو الكبرى غدا |
| Bir hafta sürede tamamlanan 10 dolar ödüllü üç alıştırma belirledik. | TED | لقد اخترنا إكمال ثلاثة تمارين خلال أسبوع مقابل جائزة عشرة دولارات. |
| Kokainli esrar sevkiyatını durdurmanın ödülünün fazladan nöbet olacağını kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من توقع أن تكون جائزة مصادرة شحنة أفيون مهمّة حراسة إضافيّة؟ |
| Belki iki adamın ödül ringinde birbirlerinin pestilini çıkarmasından zevk alıyorsundur. | Open Subtitles | ربما تستمتع بمشهد رجلين في حلبة جائزة يضربون بعضهم بلا إحساس |
| Pek iyi bir fikir değil. Hiç bir Oscar buna değmez. | Open Subtitles | .إن تلكَ ليست فكرة مفيدة .لا جائزة أوسكار تستحق شرب ذلك |
| 5 yıl önce Dünya Çocukları ödülü'nü kazandı ve İsveç'e gitti. | TED | حصلت على جائزة الطفل العالمية قبل خمس سنوات وذهبت إلى السويد |
| Binlerce teşekkür Harika Çocuk. Ama bir telafi ödülüm var. | Open Subtitles | أشكرك طناً أيها الفتى العجيب على الأقل لدي جائزة تعزية |
| - Kovulmak üzereyiz! - Ben Pulitzer ödülünü almak üzereyim. | Open Subtitles | كدنا ان نفصل من العمل وانا كدت انال جائزة الـبليتذر |
| Aramaya özel cümleyi söyleyerek açarsanız... ..10,000 dolarlık nakit para ya da tırt bir hediye seçme şansınız doğacak. | Open Subtitles | حسناً ،فقط اجب على الهاتف بالإجابة الصحيحة وسيكون عليك الإختيار بين 10 آلاف دولار أو جائزة خرقاء جداً |
| HAPPY-GO LUCKY OYUNCAKÇILIK ŞİRKET PİKNİĞİ Son yarışmamızın galibi çok özel bir hediye alacak. | Open Subtitles | الفائز بمسابقتنا الأخيرة سوف يحصل على جائزة خاصة جداً |
| Her şeyi yaptın. Kazanılabilecek bütün Ödülleri kazandın. | Open Subtitles | لقد قمت بكل شيء لقد حزت على كل جائزة موجودة للظفر بها |
| Rahibe Teresa Ödülleri kendi ırkından olan ve zorluk çekenlere yardımcı olanları her zaman hatırlar. | Open Subtitles | لمن ستكون جائزة الام تريزا لمن هو كامل فى جاليتها الذين يساعدون فى جاليتها |
| Japonya Grand Prix Sürücülerle yarış öncesi toplantı | Open Subtitles | جائزة اليابان الكبرى الأجتماع التحضيري للسائقين. |
| Kazadan sonra yarınki Grand Prix'ye katılabilmesini umalım. | Open Subtitles | لنأمل أن يتعافى بعد هذا الحادث و يكون جاهزا لسباق جائزة الغد الكبرى |
| Nobel ödüllü bir bilim adamına mı, ucuz bir porno yıldızına mı? | Open Subtitles | عالم حائز على جائزة نوبل ام بطلة افلام اباحية درجة ثانية ؟ |
| Bu yılki, yılın çalışanı ödülünün kim olduğunu duymak beni hiç şaşırtmadı. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئ على الإطلاق لإعلان جائزة موظف العام المثالي |
| Senin kızılderili köyün hiç ödül kazanamayacak ama bu uçan daire birinci sınıf, | Open Subtitles | قريتكم الهندية لم تفز بأى جائزة ولكن هذا الطبق الطائر من الدرجة الأولى |
| Ama her ihtimale karşı, yakın zamanda bir Oscar kazanmamak için fazladan çalışmayı planlıyorum. | TED | لكن في حالة انني خططت لان اعمل بجهد اضافي لكي لا احصل على جائزة الاوكار قريباً |
| Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi, bu uygulanabilir stratejiyi tanımasıyla Nobel Barış ödülü'nü aldı. | TED | والمكتب الدولي للاجئين حصل على جائزة نوبل للسلام تقديراً لهذ الاسترتيجية القابلة للتطبيق. |
| Ve konuşmamın sonunda doğru cevaba en yakın yanıtı verene bir ödülüm olacak. | TED | و في النهاية سأعطي جائزة لمن سيكون الأقرب من الجواب. |
| New York Times'a kazandırdığı Pulitzer ödülü'nden dolayı tanıyabilirsiniz. | TED | المراسل الحائز على جائزة بوليتزر من صحيفة نيويورك تايمز. |
| O judo kupası abimin favorisiydi. Judoyu zevk alarak yapardı. | Open Subtitles | أخي يحب جائزة الجودو التي حصل عليها كثيراً انه يحب الجودو جداً |
| Haydi ama. 79'da en değerli oyuncu seçildim. Ne istersem yapabilirim. | Open Subtitles | ربحت جائزة أفضل لاعب عام 79، أستطيع أن أفعل ما أشاء |
| Ve bu video yakın zaman önce yılın en iyi belgesel ödülünü aldı. | TED | وهذا هو الفيديو الذي حصل فعلا على جائزة كأفضل فيلم وثائقي لهذا العام. |
| Gina, bu benim için büyük bir gece. ödüle adayım. | Open Subtitles | جينا ان هذة الليلة مهمة بالنسبة لى انا سوف اتسلم جائزة |
| O beni elde etmedi ki. Ben onu bir yarışmada kazandım, teselli ikramiyesi olarak. | Open Subtitles | .لقد فُزت به في مسابقة .لقد كان جائزة هذا المغفل |