| Ama geç de kalmamalıyım çünkü aç ve saldırgan oluyor. | Open Subtitles | يجب ألا أتأخر ، و إلا سيكون جائعاً و مزاجياً |
| Ayrıca nasıl tam bir kutu tatlı yiyip hala böyle aç olabiliyorsun? | Open Subtitles | أيضاً كيف يمكنك أكل علبة كاملة من المعكرونة و تبقى جائعاً ؟ |
| aç olup olmadığını bilmiyorum ama annem hep ne der biliyor musun? | Open Subtitles | ،اسمع، لا أدري إن كنت جائعاً لكن أتعلم ما تقوله أمي دائماً؟ |
| Manevi babamın küçük sevgi gösterisi bana asıl babamı, aç olduğunda, hatta Açlıktan öldüğünde bile benimle yiyeceğini severek paylaşan adamı hatırlattı. | TED | صنيع أبي بالتربية الملئ بالحب ذكرني بوالدي الذي أحب مشاركتي الطعام عندما كان جائعاً و حتى عندما كان يموت جوعاً |
| Bazılarınızın aç olmamasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأن بعضكم ليس جائعاً لن يكون هناك ما يكفي للجميع |
| Bazılarınızın aç olmamasına sevindim. Herkese yetecek kadar yok. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأن بعضكم ليس جائعاً لن يكون هناك ما يكفي للجميع |
| Bu benim yatağa aç girmemi önleyemiyor. | Open Subtitles | هذا لا يمنعني من أن أخلد إلى الفراش جائعاً |
| -Şunu gördükten sonra nasıl aç olabilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تكون جائعاً بعد رؤية هذا؟ رؤية ماذا؟ |
| Pek aç değilim, trende sandviç yedim. | Open Subtitles | لست جائعاً في الواقع لقد تناولت شطيرة في القطار |
| Doğru, onun kadar aç değil. ama yemeğini istiyor, orada. | Open Subtitles | ذلك صحيح، إنه ليس جائعاً لكن عندما يريد الغذاء، سيكون هناك |
| - Öğle yemeğinizi yememişsiniz. - Evet, aç değilim, teşekkürler. | Open Subtitles | أنت لم تأكل طعامك حَسناً، أنا لَستُ جائعاً. |
| Bu çok saçma. Ben aç değilim. Yemek istemiyorum. | Open Subtitles | هذا سخيفُ أنا لست جائعاً لا أُريدُ أيّ طعام |
| Ve aç. Sen o kemeri kazandığından beri aç değilsin. | Open Subtitles | وهو جائع وأنت لم تكن جائعاً منذ أن ربحت هذا الحزام |
| Biliyor musun beslenmesi gereken kaç tane aç insan var? | Open Subtitles | هل تعرف كم جائعاً بأمكان هذا الملبغ إطعامه؟ |
| Ancak 46 deneme sonra kimse aç olamaz. | Open Subtitles | لكن من العسير أن تكون جائعاً بعد 46 مرة. |
| Fakat, birincisi, aç değil susamış olduğumdan ve ikincisi, bedava olduğundan, 15 Dr Peppers içmiş olmalıyım. | Open Subtitles | لكنني في المقام الأول لم أكن جائعاً بل عطشان ثانيا كان الشراب مجاني |
| Ben hala açım ama. Benim zevkim sana zevk vermekten geçiyor ve senin bütün isteklerine uymaktan. | Open Subtitles | أنا ما زلت جائعاً متعتي تكمن في منحك المتعة |
| Ona yetişsem iyi olur. Çok Acıkmış gibi duruyorsun Bay Wilson. Sandviç ister misin? | Open Subtitles | من الأفضل أن ألحق به تبدو جائعاً جداً , ماذا عن سندوتش ؟ |
| Gel de sohbet edelim arkadaş. açsan, daha balığım var. | Open Subtitles | ترجل ، واجلس ياصديقى تناول بعض السمك لو كنت جائعاً. |
| Kafesin içine bir fare koyduk... ve farzet ki "fare açtı ve peyniri buldu.", ama ya kocaman bir fareye(sıçan) peyniri niye bulduğunu sorarsak? | Open Subtitles | يمكنك وضع فأر في قفص والافتراض أنه وجد الجبنة لأنه كان جائعاً |
| Hâla açtım ama neredeyse evdeydim. | Open Subtitles | كنت لا أزال جائعاً ولكنني كدت أصل للمنزل |
| Umarım açsındır, kahvaltı neredeyse hazır. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون جائعاً لأن الفطور تقريباً جاهز |
| Sen, hamal, Acıkmadın mı? | Open Subtitles | أنت يا حمال , ألست جائعاً ؟ |
| Bebeğim, Acıktıysan 20'lik vereyim, bize bir pizza al. | Open Subtitles | إن كنت جائعاً يا حبيبي سأعطيك 20 دولار واذهب وأحضر لنا بيتزا |
| Eğer açsa durup bir şeyler alırsa bazen biraz daha geç. | Open Subtitles | 00 في بعض الأحيان بعد ذلك بقليل إن كان جائعاً وتوقف من أجل شيء ليأكله |
| Şimdiden Acıktın mı, Finch? Hayır. Eğer acıksaydım da içeriğinde | Open Subtitles | -أصبحتَ جائعاً من الآن، (فينش)؟ |
| Sonra tekrar acıktım ve otomat makinesine gittim ama oraya gittiğimde, artık aç değildim. | Open Subtitles | و بعدها جوعت مجدداً لذا ذهبت الى ماكينة الشراء لكن عندما وصلت اليها لم أعد جائعاً |
| O kadar da acıkmadım. | Open Subtitles | حسناً، لست جائعاً بما يكفي. |
| Onu beklerken çok üşümüş ve acıkmıştım. | Open Subtitles | وبقيت انتظره جائعاً ومستبرداً |