| - Ben biliyorum. Kıyafetinde kurumuş anne sütü lekesi vardı. | Open Subtitles | أنا أعرف ، لقد كان على بلوزتها حليب ثدي جاف |
| - Dingilim kurumuş. - Kenara çek ve yağla. | Open Subtitles | ـ لديّ محور جاف ـ تنحى جانباً و قم بتشحيمه |
| İçim kurudu. Gidip şu buzlu çaya bir bakayım. | Open Subtitles | حلقي جاف, سأذهب لتفقّد الشاي المثلّج ذاك. |
| Yarı sek martini, limon kabuğu, çalkalansın, karıştırılmasın. | Open Subtitles | مارتينى متوسط جاف بقشرة ليمون مهزوز ، و ليس مقلب |
| Görüyorsunuz, banyo, küvet, musluk, hepsi kupkuru idi. | Open Subtitles | أترى ؟ الحمام الحوض والحنفية نفسها كل شيء جاف |
| Kutup karı, kum gibi kuru olduğundan.... ...kızak demirleri, kolayca kayılması için buzlandırılmalı. | Open Subtitles | الثلج القطبي الشمالي جاف كا الرمل. يتوجّب صقل رِجلَيّ المزلجة لجعلها تنزلق بسهولة. |
| Hiç birşey okuyamazsın. Şerit tamamen kurumuş. | Open Subtitles | لن يمكنك قراءة أي شيء، شريط الحبر جاف تماماً. |
| Bu Hint mürekkebinden kurumuş bir katman. | Open Subtitles | هذه نقط حبر هندي جاف علقت في القصبة الهوائية للضحية |
| Uh, yığınla kurumuş insan balgamı, yarım düzine naylon lifi... | Open Subtitles | لديه كتله من مخاط بشري جاف نصف درزن من خيوط النايلون |
| Bir parmak izi, bir iplik, kurumuş bir ter damlası varsa, bulurum. | Open Subtitles | إذا كان هناك بصمة، خيط أو قطرة من عرق جاف فسأجدها. |
| Evet, flaş diskteki kurumuş kanı temizlemek için temizleme çubuğu ve biraz beyazlatıcı gerek. | Open Subtitles | نعم، احتاج إلى بعض القطن ومادة مبيضّة أنظف دمّ جاف من الذاكرة المحمولة |
| Aria, dilim damağım kurudu. | Open Subtitles | أريا حلقي جاف قليلا هل لديكِ وقت لتأتي لي ببعض الشاي |
| Sanatın kendi kitlesini bulacak. Ağzım çok kurudu. | Open Subtitles | أعمالك الفنية ستجد جمهوراً خاصاً فمي جاف جداً |
| - sek Minoli ve Russo buzlu. | Open Subtitles | سوف نحصل على مانولى جاف و روسوس على الأحجار |
| İşe yarıyorlar! Ayaklarım sırılsıklam ama paçalarım kupkuru. | Open Subtitles | إنها تعمل ، قدماي مبللتان لكن بنطالي جاف |
| Yapabildiğince saklanmaya uğraşıyor - alt beden kürkünü kuru tutmak mecburiyetinde. | Open Subtitles | يحاول الاحتماء قدر الإمكان محافظا على الفرو السفلي من جسمه جاف |
| Al, bu temiz. Biraz büyük, ama kurudur. | Open Subtitles | خذ, انه لـ بَك, انه كبير عليك لكنه جاف, تعال الى هنا |
| Bir zindanda yaşıyormuşum gibi üşüdüm... ve ne yazdığımın önemi yok, kuru, sert, karanlık. | Open Subtitles | أشعر بالبرد كما لو كنت أعيش في زنزانة وأي كان ما أكتبه فهو كلام جاف وقاس ومظلم |
| Ama gezegenimizdeki tropikal ovaların çoğunda yağışlı mevsimi kurak mevsim izler. | Open Subtitles | لكن على أكثر السهولِ الإستوائيةِ عبر كوكبِنا إنّ الفصلَ الرطب َيتبعه فصل جاف اخر. |
| Hey, Gav. | Open Subtitles | "مرحباً يا "جاف |
| Jav dayı bu hikayeyi sana anlatmış mıydı? | Open Subtitles | هل عمي جاف أخبركِ تلك القصة من قبل؟ |
| İshalim var. Ağzım kuruyor. | Open Subtitles | لدي إسهال، فمي جاف. |
| - Yuri, su değdi mi sana? - Hayır, kuruyum. | Open Subtitles | يوري هل مسكك ذالك الماء أنا نظيف أنا جاف |
| "Bu avukat yanmıyor. Yeterince kurumamış | Open Subtitles | "هذا المحامي لا يحترق" "انه ليس جاف بما فيه الكفاية" |
| Donmuş karbondioksit çözülünce gaz olur, su değil. | Open Subtitles | ثلج جاف ثنائي اكسيد الكربون المجمد تصَعد الى غاز خفي, و ليس ماء |
| En azından Bud lce ya da Bud Dry falan iç. | Open Subtitles | علي الاقل خذ باد ايس او باد جاف او شئ من هذا القبيل |