| Hamurun içine dağılıp sonra da kadının kanlı tükürüğüyle eline çıkardığı Şanslı kolye mi? | Open Subtitles | الذي يه اللآلئ جالبة الحظ التي تحطمت فوق الخليط وتلك المرأة والتي بصدقتها في يدها مختلطة مع اللعاب والدم؟ |
| Ben ve topum. Ben ve Şanslı topum. | Open Subtitles | الأمر متروكاً لي ولكرتي كرتي جالبة الحظ. |
| Şanslı olan o demek ki. | Open Subtitles | هل يفرق هذا ؟ من المفترض أنها جالبة الحظ |
| Dairene kadar sana eşlik edeceğim. Geleceğin teknolojisini ve birkaç Şanslı seramiğini almana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | سأرافقك لشقتكما لنسترجع التقنية المستقبلة وزهريتك جالبة الحظ |
| Şanslı para dalgınlığa gelmez. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنك أن تتصرف باستهتار حيال قطعتك النقدية جالبة الحظ. |
| Yani eğer Şanslı paranı geri almak istiyorsan Parkview Mezarlığı'na kadar yolun var. | Open Subtitles | إذا أردت استعادة قطعتك النقدية جالبة الحظ عليك شق طريقك إلى مقبرة "باركفيو" |
| - Şanslı sakızını çiğnemeye mi başladın yine? | Open Subtitles | عدت لمضغ علكتك جالبة الحظ مجدداً؟ أجل. |
| Şanslı tavşan ayağı düşünen var mı başka? Gidelim. | Open Subtitles | هل فكر أحدكم بقدم الأرنب جالبة الحظ ؟ |
| Ağabeyimin Şanslı saati! Noel baba bırakmış olmalı. | Open Subtitles | ساعة أخي جالبة الحظ - لابد أن (سانتا) تركها - |
| Ama bu benim Şanslı kravatım ve beni iyi tanıyan herkes bunu bilir. | Open Subtitles | {\pos(192,240)}لكنها ربطة عنقي جالبة الحظ {\pos(192,240)}وأي أحد يعرفتي جيّدا كان ليفقه هذا |
| Hayır. İncilerim.. Şanslı incilerim. | Open Subtitles | كلاّ، لآلئ، لآلئ جالبة الحظ. |
| Tek ihtiyacım olan Şanslı topum. | Open Subtitles | كلّ ما أريده كرتي جالبة الحظ. |
| İşte Şanslı topum. | Open Subtitles | سأخذ كرتي جالبة الحظ. |
| - Şanslı su vazosunu? | Open Subtitles | -زهرية الماء جالبة الحظ خاصتنا ؟ |
| Şanslı incilerim! | Open Subtitles | لآلئي جالبة الحظ! |
| - Şanslı su vazosu mu? | Open Subtitles | -زهرية الماء جالبة الحظ ؟ |