| Orada oturan aileme bakıyorum da onları nelere maruz bıraktığımı anlıyorum. | Open Subtitles | أنظر إلى عائلتي جالسة هناك وأدرك الذي عرضتهم له |
| Sadece ölmedi umuduyla Orada oturan. | Open Subtitles | فقط جالسة هناك وأتمنى أنك لم تفارقي الحياة |
| Avukat hanim neden bütün konusmayi siz yapiyorsunuz da müvekkiliniz dut yemis bülbül gibi orada duruyor? | Open Subtitles | أيتها المستشارة، لماذا تقومين بكلّ الحديث وموكلتك جالسة هناك صامتة مثل أبو الهول؟ |
| Eminim Julia geldiğiniz için çok sevinecektir. Hemen Şurada oturuyor. - Meşgul gibi. | Open Subtitles | لا جيل ستحب ان تعلم بوجودك انها جالسة هناك |
| Bildiğim tek şey, ben orada otururken hayatının nasıl güzel olduğunu anlattı. | Open Subtitles | أرجوكِ ألا تخبري (جستن) بأنني قلت هذا ولكن في الواقع ولا واحدة من هذه الأشياء يعني شيئا انظري كل ماأعرفه هو أنني حينما كنت جالسة هناك |
| Orada oturmuş, tek düşündüğüm ise onun sorunlarını dinlemek için bakıcıya saatte 3.25 dolar ödediğimdi. | Open Subtitles | وكنت أفكر وأنا جالسة هناك أننى أدفع لجليسة الاطفال 3.25 دولار فى الساعة لأسمع لمشكلاته |
| Şu kadın hala Orada oturuyor. - Kocası uçaktaydı. | Open Subtitles | ما زالت تلك المرأة جالسة هناك |
| - Sen orada oturuyorsun, ben burada ikimiz de hiçbir şey olmamış numarası yapıyoruz. | Open Subtitles | انتِ جالسة هناك, انا جالسٌ هنا, كِلانا يدّعي أن لا شيء حدث. |
| Orada oturan aileme bakıyorum da onları nelere maruz bıraktığımı anlıyorum. | Open Subtitles | أنظر إلى عائلتي جالسة هناك وأدرك الذي عرضتهم له |
| Medusa'nın ne düşündüğü konusunda eski kaynaklar oldukça yetersizdir, onu sadece Orada oturan ve bir sürü taş ceset arasında hayatını sürdüren biri olarak anlatmışlardır. | Open Subtitles | كانت المصادر القديمة متكتمة حيال ما اعتقدته (ميدوسا) أنها جالسة هناك وحسب تعيش حياتها وسط مجموعة ضخمة من الجثث المتحجّرة. |
| Sadece orada duruyor. | Open Subtitles | إخرس إنها فقط جالسة هناك |
| Ve orada duruyor. | Open Subtitles | و هي جالسة هناك بالضبط. |
| Annem ölmedi. Şurada oturuyor. | Open Subtitles | والدتي ليست ميتة، إنها جالسة هناك |
| Tam Şurada oturuyor. | Open Subtitles | جالسة هناك هل سبق لك المجيء هنا؟ |
| Annesi Şurada oturuyor. | Open Subtitles | إنها جالسة هناك. |
| Orada oturmuş, organ nakli ekibinin şefiyle konuşurken ona eğer nakil hastası olacaksam buna hazırlanmak için ne yapmam gerektiğini sordum isteksizce. | TED | وكنت جالسة هناك واتحدث بدون حماس الى جراح زراعة الاعضاء واسئله فيما يخص العملية وما هي الامور الواجب القيام بها من اجل الاستعداد لها |
| Orada oturuyor. | Open Subtitles | إنها جالسة هناك |
| Gift, neden orada oturuyorsun? | Open Subtitles | جيفت . لما انت جالسة هناك ؟ |