| Aslında üzgün değilim. Çünkü Jade ile mükemmel bir gün geçirdim. | Open Subtitles | أنا لست آسفا على تأخري لقد قضيت وقت ممتع مع جايد |
| Sonra, Jade ve Pearl çatı katına çıkıp kasayı açacak. | Open Subtitles | ثم جايد و بير سيذهبان إلى السقف لفتح الصندوق المؤمن |
| Jade'in bir şeyler yemek isteyip istemediğini sormak için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد حضرت لأري ان كانت جايد تريد ان تأكل شيئا |
| Jade Garden'daki Tang Ling, kadını pervane gibi okşadığını söylüyor. | Open Subtitles | تانج لينج في حديقة جايد يقول اداعبها مثل المروحة. |
| Yeşim İmparator nehre baktı ve koyun, maymun ve horozun bir sal üzerinde, otların arasından geçmesi için salı ittiklerini gördü. | TED | نظر الإمبراطور جايد صوب النهر ورصد الخروف والقرد والديك على متن طوافة، يعملون معا لدفعها عبر الطحالب. |
| Yo.., hayır Madam. Jade Garden' a gidemem. | Open Subtitles | أوه، لا سيدتي لا استطيع الذهاب إلى حديقة جايد |
| Jade, 18'ine basınca, istediğin cehenneme gidebilirsin. | Open Subtitles | حين تكونين في الثامنة عشرة يا جايد يمكنك أن تذهبي إلى الجحيم ولن آبه لك. |
| Senin yerinde olsaydım, Jade'i buralardan alıp giderdim... arkama da hiç bakmazdım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك، كنت لآخذ جايد واغادر دوج... بدون أن أنظر ورائي. |
| Geç saatte aradığım için kusura bakma. Bir sorunum var. Sorun Jade. | Open Subtitles | آسف لاتصالي بك في مثل هذا الوقت لدي مشكلة، بخصوص جايد. |
| Özür dilerim. Jade D'Mon ile evleniyor. | Open Subtitles | أنا آسفة، إنه يريد الزواج من، جايد ديمون |
| Jade Fox onu öldüreli... çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | ..انها مرتالعديدمِنْ السَنَواتِمنذ. جايد فوكس قَتلتْه. |
| Jade Fox senin efendin olamaz. | Open Subtitles | جايد فوكس لا يُمكنُ أَنْ تَكُونَ سيدَتكِ. |
| Beraber olduğumuz sürece Jade Fox'tan korkmamıza gerek yok. | Open Subtitles | نحن ليس من الضروري أن نَخَافُ جايد فوكس إذا كنا سويآ. |
| Jade Fox ölmeli. | Open Subtitles | جايد فوكس يَجِبُ أَنْ تَمُوتَ في حافتِها. |
| Jade, bunun hakkında zaten konuşmuştuk. | Open Subtitles | جايد – بالله عليك – لقد تحدثنا فى هذا الأمر من قبل |
| Jade, bana bütün kalbinle güvenirsen ve herhangi bir genç adamın senden bir arkadaşlıktan daha fazlasını arzu ettiğinde onu onaylamamı istersen... | Open Subtitles | جايد ، ان كنتي تثقين بي بقلبك و تسمحين لي باثبات ان كل شاب يرغب فى شيء أكثر من مصادقتك |
| Rory'den ayrıldıktan hemen sonra Jade kendine yeni erkek arkadaş buldu. | Open Subtitles | مباشرة بعد الإنفصال عن روري جايد عثرت على حبيب |
| İnan bana Jade Wolf'ta yemek isteyen bir sürü kurt var. | Open Subtitles | ثقي بي، تريد الكثير من الذئاب تناول الطعام في "جايد وولف". |
| Tek bir Yeşim Buddha'dan çok daha değerli bir şey. | Open Subtitles | تحت لانزهو سلسلة إحتياطيات جايد غير مستغلّة |
| Mor Yeşim taşı ve lüle taşı, sadece Türkiye'nin belli bölgelerinde bulunur. | Open Subtitles | "فيوبيت جايد" و"سيبيوليت" يعثر عليها فقط في منطقة معيّنة ، في "تركيا" |
| Jed, ben Fiona. Yoldayız. | Open Subtitles | تبذل كل إرادتك لتبتعد عن حافة الهاوية جايد ، معك فيونا نحن في طريقنا |
| Yaklaşık bir yıl kadar önce, Muhafızlar onu Jayd gezegenine gönderdi. | Open Subtitles | "أرسلها الحراس منذ عام إلى كوكب (جايد)". |
| Fakat bay savaş eğlenceli rehberlikte değildi. | Open Subtitles | لكن سيد الحرب في جايد لم يكن يشعر بالتسلية |