| programımı kafanıza göre değiştirme lüksünüz olması beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | سعيدة لأنكما تشعران أن بإمكانكما أن تغيرا جدولي وقتما شئتما |
| Gün içinde programımı üç kez değiştirdiğim için akşamları dışarı çıkamayacak derecede yorgun oluyordum. | Open Subtitles | كنت أُطيل جدولي حتّى ثلث النهار حتّى أكون متعبًا في المساء لئلّا أميل للخروج. |
| Bu aralar programım dolu Rossi, bebek için hazırlanıyorum malum. | Open Subtitles | جدولي مزدحم هذه الأيام, روسي, كما تعلم, الإستعداد لقدوم الطفل |
| Haftaya programım değişiyor, böylece... | Open Subtitles | ..سيتغير جدولي الأسبوع القادم لذا يمكنني |
| Senin yarışacağını duydum. Bende bunu "Anneler Günü Haftası" Programıma aldım. | Open Subtitles | سمعت أنك هنا لتتسابقن فنسّقت هذا في جدولي الأسبوعي لعيد الأم |
| Gözetimimde 50 asistan ve programımda 4 ameliyat var. Aslanlar istedikleri kadar kavga edebilirler. | Open Subtitles | , و لديّ 50 مشرف للأشراف عليهم و هناك 4 جراحات في جدولي |
| ajandamı kontrol etmek zorundayım. | Open Subtitles | حسنا . أنا متفرغ السبت القادم بعيدا عن هذا علي أن أتفقد جدولي |
| Bu yüzden altı haftalığına programımı değiştirdim. | Open Subtitles | لهذه السبب لقد مسحت جدولي للأسابيع الستة المقبلة، |
| Geçen seneki programımı gayet iyi bilen bir profesyonelin işi. | Open Subtitles | إنه عمل حرّيف بكل تأكيد. شخص محترف يعرف جدولي معرفة تامّة العام المنصرم. |
| O zaman burayı sen temizle, programımı da düzelt, sonra sen de ameliyata girebilirsin. | Open Subtitles | . . لم لا تنتهي من هنا و تخلي جدولي و يمكنك الاشتراك؟ |
| Sırf seni tatmin etmek için tüm programımı baştan ayarladım. | Open Subtitles | لقد أعدت ترتيب كامل جدولي فقط لأأدي خدمتك. |
| programım nasıl hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه مجرد أنه ليس لديَّ فكرة عما هو جدولي. |
| Gitmek istesem bile programım elvermez. | Open Subtitles | حتى اذا قررت الذهاب جدولي لا يسمج لي بالذهاب |
| Biliyorsun, aslında, programım önümüzdeki haftalarda oldukça yoğun. | Open Subtitles | تَعْرفُ، في الحقيقة، مجنون جدولي الجميل الأسابيع القليلة القادمة. |
| Her neyse insanlar benim için rapor yazıyor teslim zamanlarını benim Programıma uydurmak için geriye alıyorlar. | Open Subtitles | على اي حال الناس يكتبون التقارير عني يؤجلون المواعيد لتلائم جدولي |
| Her neyse insanlar benim için rapor yazıyor teslim zamanlarını benim Programıma uydurmak için geriye alıyorlar. | Open Subtitles | على اي حال الناس يكتبون التقارير عني يؤجلون المواعيد لتلائم جدولي |
| Bak, bunu atlat, daha fazlası için görüşme ayarla, ben de sıkışık programımda onlara yer ayırayım. | Open Subtitles | أنصت، إجتمع معهم، وأدعهم لهنا للمزيد، وسأحجز لهم مكان في جدولي المزدحم. |
| - Algıda aydınlanman geçtiğinde hatırlat da ajandamı boşaltayım. | Open Subtitles | سأحاول إخلاء جدولي للمرة المقبلة التي ستتبين عندها حقيقتي |
| Yalnız ajandam bana çok fazla zaman bırakmamakta. | Open Subtitles | انه فقط جدولي المزدحم الذي يدفعني للتأخير |
| Ajandama bakarım, sana bildireceğim. | Open Subtitles | سأرى جدولي ولكن سأعلمك بذلك. نعم, رجاء.. |
| Yoksa takvimime bakıp nerede olacağımı mı öğrendin? | Open Subtitles | أو أنك علمت من جدولي أين سأكون بالضبط الآن |
| Koltukta otururken takvimimi düzenliyordum. | TED | أحدّث جدولي خلال جلوسي على الأريكة في الصالة |
| Bugün ki planlarım farklı diye sana olan hislerim değişmedi. | Open Subtitles | .. مشاعري نحوك لم تتغير ولكن جدولي اليومي هو الذي تغير |
| Sanırım öyle. Randevu defterimi kontrol edeceğim. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | أعتقد ذلك سأتحقق فقط من جدولي الزمني أراك لاحقاً |
| Eğer yardımı olacaksa programımın bir kopyasını sana verebilirim. | Open Subtitles | تعلم , لو كان هذا يساعدك سابعث لك نسخة من جدولي |
| Sen Jabberwocky'de misin? Çalışma saatlerimin yarısını sırf bunun için boşalttım. | Open Subtitles | أنت تعمل في مشروع جابرواكي أعمل فيه بنصف جدولي الزمني |
| Bu, bugünkü programımdaki hastane yönetimi toplantısını açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لما إجتماع مجلس إدارة المستشفى في جدولي اليـوم |