| Gazetede yazan her şeyi okudum, hatta beni organizasyona çeken şey kesinlikle buydu. | TED | قرأتُ كل ما كُتب في الصحف، وكان ذلك ما جذبني بالضبط إلى المنظمة. |
| Beni kendine çeken o kıvılcımı bir an olsun kaybetmedi. | Open Subtitles | انها لم تفقد البريق الذي جذبني إليها في االمكان الأول |
| Beni kendine gururu ve gücüyle çeken bir adamın eşiyim. | Open Subtitles | زوجة رجل كان كبرياؤه وقوته جزءاً مما جذبني إليه. |
| Beni taciz etti! - Galiba lanet olası... | Open Subtitles | -لقد جذبني، لقد جذبني ! |
| Gördün işte! Beni taciz etti! | Open Subtitles | -لقد رأيت ذلك، لقد جذبني ! |
| Sende beni cezbeden şey erdemindi. | Open Subtitles | الذي جذبني إليكِ كانت عفتك. |
| Biliyorum, beni de daha en başta bu plana çeken şey buydu. | Open Subtitles | اعلم هذا ما جذبني إليها في البداية |
| Beni kendine çeken şeyi, yakınlaştıran camlarıyla kafana taktığın o başlıktı. | Open Subtitles | لقد جذبني غطاء الرأس و النظارات المكبرة |
| Beni çeken benzerlikti ama hepsi bu. | Open Subtitles | وجه التشابه هو ما جذبني لكنهذاكل شيء. |
| Beni buraya çeken oydu. | Open Subtitles | هذا ما جذبني إلى هنا |
| Hayır, beni çeken adı. | Open Subtitles | لقد جذبني عنوان الكتاب |
| Beni sana çeken şeyler böylesi şeylerdi harika Bay Appleby'm. | Open Subtitles | و مثل تلك الأمور هي اولى ما جذبني إليكَ يا عزيزي (آبلباي) |
| Beni taciz etti! - Galiba lanet olası... - ... burnumu kırdın! | Open Subtitles | -لقد جذبني، لقد جذبني ! |
| Beni taciz etti! | Open Subtitles | -لقد رأيت ذلك، لقد جذبني ! |