| Bu topluluğun bir parçası olacaksam her şeyi bilmem gerek. | Open Subtitles | إذا سَ يَكُونُ جزءُ هذه الزمرةِ، أَحتاجُ لمعْرِفة كُلّ شيءِ. |
| Dinle Peder, götlük yapmak istemiyorum ama bu da işimin bir parçası. | Open Subtitles | إستمع، أبّتي، أنا لا إقصد بأن أكون حقير لكنّه جزءُ من عملِي |
| Yarınki kıyafetlerimin bir parçası. Gidip ütülesene. | Open Subtitles | ذلك جزءُ زيِّي ليوم غدٍ، لذا الذي هَلْ لا تَذْهبُ وتَسْحقُ حديد أولئك؟ |
| Kutsal kitabımız "Bir eş, kocası hayatta olduğu sürece onun bir parçasıdır." der. | Open Subtitles | كتابنا المقدّس يقول الزوجة جزءُ من زوجِها عندما يكون حيُّا |
| Hareket etmek romantik doğamın bir parçasıdır. Sadece korkuyorsun. | Open Subtitles | الحركه جزءُ من طبيعتِي الرومانسيةِ. أنت فقط خفتَ. |
| Carol benim kız arkadaşım ve problemin bir kısmı da o. | Open Subtitles | كارول صديقتُي. هي جزءُ الكاملِ... الشيءالمَيِت. |
| Vücudunuzun savunma sisteminin önemli bir parçasıyım. | Open Subtitles | أَنا جزءُ مهمُ نظام دفاعِ جسمِكَ. |
| Adını bile duymadığım denizlerde avlanan İtalya'daki bir balıkçının... benim bir parçam olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أأنت تُخبرُني أَننى جزءُ من صيّادِ سمك في إيطاليا فى محيط ما.ولم أسمع عنه قط |
| İğrenç sapıklığını bu anın bir parçası yapmasak? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنَّنا رجاءً لَسنا لَهُ إفسادُكَ المخيفُ يَكُونُ جزءُ هذا؟ |
| Ama bu insan olmanın bir parçası. Bu yüzden insanları hoş karşıla. | Open Subtitles | لكنه جزءُ من كونك بشراً إذن مرحباً بالناس |
| Bak, hapse girmek benim için sorun değil, işimin bir parçası bu. | Open Subtitles | النظرة، أنا لا أَهتمُّ حول دُخُول السجنّ، هو جزءُ الشغلِ. |
| "Hepsi büyük planın bir parçası." Bunu da duydum. | Open Subtitles | .وهذا كله، جزءُ من خطةٍ أكبر .لقد سمعتُ هذه أيضًا |
| Yaptığın her hareket hikayenin bir parçası. | Open Subtitles | كُلّ حرّكة تَْعملُها جزءُ من قصّتِكَ. |
| - Gerçek değil, oyunun bir parçası. | Open Subtitles | - هو لَيسَ حقيقيَ، هو جزءُ اللعبةِ. إرتحْ. - أنا لا أَعْرفُ. |
| Eğer o zaman bunun bir parçasıysa, şimdi de parçasıdır. | Open Subtitles | وإن كانت هي جزءٌ منه في الماضي فهي جزءُ منهُ الآن. |
| Yahudiler sünnet olur, bu dinlerinin bir parçasıdır. | Open Subtitles | اليهود مَخْتُونون،وهو جزءُ من عقيدتهم |
| Barbuda, Leeward ve Windward adaları adı verilen bir zincirin parçasıdır. | Open Subtitles | باربودا جزءُ من السلسلة تدعى جُزُرَ بإتجاه الريحَ و مواجه الريحَ , |
| Oyunun bir parçasıdır. | Open Subtitles | هو جزءُ اللعبةِ. |
| Bir kısmı hazır, dondurucuda. | Open Subtitles | أنا عِنْدي جزءُ منه، في المُجمِّدةِ. |
| İşimin en sevmediğim kısmı da bu. | Open Subtitles | هذا جزءُ شغلِي أَكْرهُ. |
| En eğlenceli kısmı da bu. | Open Subtitles | ذلك دائماً جزءُ من المرحِ. |
| Ben yarınki kilise programının bir parçasıyım. | Open Subtitles | أَنا جزءُ الوزراءِ غداً برنامجِ. |
| - Onun da mı parçasıyım? | Open Subtitles | أَنا جزءُ منه. أيضاً؟ |
| Bir parçam, bunun berbat bir fikir olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | جزءُ مني يقول أن هذه فكره سيئه |