| O... Evet, ama hiçbir şey bilmiyor ve aptal, bu yüzden Şerif yaptık. | Open Subtitles | لا يعلم شيئا إنه أحمق لا أعرف لماذا جعلناه مأمورًا؟ |
| Sen bizi buraya aldın ve biz burayı bir yuva yaptık. | Open Subtitles | نحن جعلناه منزلاً هكذا؟ |
| Başardık, hala ayaktayız. | Open Subtitles | جعلناه. ونحن لا يزال قائما. |
| Vay be, Başardık. | Open Subtitles | نجاح باهر. جعلناه. |
| Evet, ama hemen tekrar çalışmasını sağladık. | Open Subtitles | نعم،لكننا جعلناه يعيد الكرة بسرعة |
| Yoluna devam etmesini sağladık. | Open Subtitles | جعلناه يستمر في المضي قدماً |
| Ona acımasızca eziyet ederek hepimizden nefret etmesine neden olduk. | Open Subtitles | بسبب الألم و عدم الرأفه جعلناه يكرهنا جميعاً |
| Dürüst olmak gerekirse, bence onu daha sinirli yaptık. | Open Subtitles | اعتقد بأننا جعلناه يغضب |
| Çoktan yatırım yaptık zaten. | Open Subtitles | لقد جعلناه يستثمر هنا بالفعل |
| Örneğin, D kendinden küçük öğrencilere yardım etmeyi severdi bu yüzden onu kreş yardımcısı yaptık. Kreş sınıfına gitti ve öğrencilere harflerin nasıl yazılacağını öğretti. | TED | على سبيل المثال فإن (د) أحب مساعدة الطلاب الأصغر، لذلك جعلناه مساعدا في رياض الأطفال، وقام بالذهاب إلى فصل رياض الأطفال وعلم الطلاب كيفية كتابة حروفهم. |
| yaptık. | Open Subtitles | -لقد جعلناه ينجح . |
| Yakın arkadaşlarımız arasında yaptık. | Open Subtitles | لقد جعلناه خاص |
| Başardık! | Open Subtitles | جعلناه. |
| Başardık. | Open Subtitles | جعلناه. |
| Biz de peşimizden buraya gelmesini sağladık. | Open Subtitles | -لذا جعلناه يطاردنا إلى هنا |
| İkimiz onun büyümesine neden olduk. | Open Subtitles | أنت وانا جعلناه ينضج |