| Yardımcı olabilirsin diye getirdim onları. | Open Subtitles | نعم أعلم ذلك,ولكن أنا جلبتهم الى هنا حتى تساعدهم |
| Pekala,bunları kullanabiliriz. Bunları ofisten getirdim. | Open Subtitles | حسناً ، يمكننا إستعمال هذه جلبتهم من المكتب |
| Bir şekilde onları da buraya getirdim. Bu, ölüm ayinimin bir parçası. | Open Subtitles | جلبتهم معي، على كلٍّ، هذا جزء من طقس الموت خاصتي |
| Booth, onları mekânıma neden getirdin? | Open Subtitles | بووث, من هؤلاء الذين جلبتهم إلى مطعمي بحق السماء؟ |
| Hayır. Güçlerini hayal edebileceğinden daha fazla arttırmak için getirdin. | Open Subtitles | لا ، لقد جلبتهم كي يساعدوك لتحصلعلىقوىتفوقخيالك. |
| Kim önünüze kırmızı kadifeden bir yastıkla sunmadan önce Howard ile Mesa Verde'yi duymamıştınız bile. | Open Subtitles | أنت و(هاورد) لم تسمعا عن (ميسا فيردي) حتى (كيم) جلبتهم إليكم بلاء أيّ عناء. |
| Bir şekilde onları da buraya getirdim. Bu, ölüm ayinimin bir parçası. | Open Subtitles | جلبتهم معي، على كلٍّ، هذا جزء من طقس الموت خاصتي |
| Normal yollarla haberleşemeyeceğimiz bir yere gelme ihtimaline karşılık bunu yanımda getirdim. | Open Subtitles | لقد جلبتهم معنا في حالة اذا انتهي بنا الامر في منطقة خارج نطاق الاتصال العادي |
| Aslında onları buraya tıbbi destek almaları için getirdim. | Open Subtitles | في الواقع , جلبتهم هنـا لأنهم يحتاجون إلى عنايه طبيه |
| Orospu çocuğu, ben mi getirdim? | Open Subtitles | لمَ جلبتهم إلى هنا إذًا، ايها الزنجي؟ |
| Çok doğal. Onları ben getirdim. | Open Subtitles | بالطبع.لأنني جلبتهم بنفسي. |
| Gerek yok, onları da yanımda getirdim. | Open Subtitles | لا حاجة لذلك، لقد جلبتهم معي. |
| Tahliye sırasında onları yanımda getirdim! | Open Subtitles | لقد جلبتهم معي عندما رحلنا. |
| Mohawk geliyor. getirdim onları. | Open Subtitles | إذن، "موهاك" سيأتون، لقد جلبتهم. |
| Onları buraya ben getirdim. | Open Subtitles | انه انا ريك انا جلبتهم هنا |
| Onları kendim için getirdim. | Open Subtitles | أنا جلبتهم هنا من أجلي أنا |
| Köydeki buz fuarını kaçırdılar, bu yüzden... fuarı onlara getirdin. | Open Subtitles | لقد فقدوا فى العاصفة الثلجية فى القرية انت جلبتهم من أجلهم |
| getirdin mi çocuk? | Open Subtitles | ـ هل جلبتهم , يا فتى؟ ـ اجل , سيدي, هاك |
| Bunları yanında getirdin demek, ha? | Open Subtitles | لقد جلبتهم معك , صحيح؟ |
| Onları buraya sen mi getirdin? | Open Subtitles | أنت جلبتهم هنا؟ |
| Kim önünüze kırmızı kadifeden bir yastıkla sunmadan önce Howard ile Mesa Verde'yi duymamıştınız bile. | Open Subtitles | أنت و(هاورد) لم تسمعا عن (ميسا فيردي) حتى (كيم) جلبتهم إليكم بلاء أيّ عناء. |