| Bu adamı oldukça net hatırlıyorum... çünkü, kahverengi deri bir bavul taşıyordu. | Open Subtitles | انا اتذكر هذا الرجل بهذا الوضوح لأنه كان يحمل حقيبة جلدية بنية |
| Bazı deri lezyonları olduğu ortaya çıktı. Galiba genetik yatkınlığı yok. | Open Subtitles | اتضح أن لديها تشوهات جلدية أظن لم يكن هناك ميلاً وراثياً |
| Nihayet ödediğimiz borçlar, eski sevgililerden gelen mektuplar mağazada harika gözüken ama göğüslerinizi terleten ve kesinlikle tartışmaya değmeyen deri bir yelek. | Open Subtitles | الديون التي دفعناها أخيرا أو رسائل من صديق قديم سترة جلدية كانت تبدو رائعة في المتجر ولكنها سببت تعرقا ولم تكن تستحق |
| İçeride beyzbol şapkalı bir adamla konuşan deri ceketli biri var. | Open Subtitles | بالداخل هناك أحدهم يرتدي قبعة يتكلم مع أحدهم يرتدي سترة جلدية |
| cilt sorunu olan o olsa da, o herkese diğerleri cüzzamlıymış gibi davranıyormuş. | Open Subtitles | وكانت هي المصابة بحالة جلدية لكنها عاملت الآخرين كلهم كما لو كانوا مجذومين |
| Egzama değil, Sedef hastalığı, yani çok daha önemsiz bir deri hastalığı. | Open Subtitles | إنها ليست إكزيما إنها داء الصدفية والتي هي حالة جلدية أقل خطورة |
| deri koltuklarında oturup dünyayı yöneten beyaz yaşlı adamlar, olabilir. | Open Subtitles | العجائز الكِبار , ربما يجلسون على مقاعد جلدية يحكمون العالم |
| Ve sonra, Ekim ayında yaptıkları ise şuydu: deri hücreleri aldılar, bunları kök hücrelere dönüştürdüler ve bunları karaciğer hücrelerine dönüştürmeye başladılar. | TED | ومن ثم ما فعلوه في أكتوبر هو أنهم أخذوا خلايا جلدية وحولوها إلى خلايا جذعية وبدأوا في تحويلها إلى خلايا كبدية. |
| Yani bunlar, hücresel amnezi gibi bir şekilde, embriyonik bir duruma getirilebilen deri hücreleri. | TED | لذا فانها خلايا جلدية يمكن اللعب بها، بتحويلها من حالة فقدان الذاكرة الخلوية، الى حالة جنينية. |
| Mesela, bir şahin deri hücresini, fibroblastını alıp uyarılmış pluripotent kök hücrelere dönüştürüyor. | TED | حيث سيأخذ، فلنقل، خلايا جلدية لصقر ماوبالتحديد خلية ليفية وسيحولها إلى خلاياجذعية مـستحثة متعددة القدرات |
| Derimizin sürekli döküldüğünü belki de bilirsiniz; saatte 30 ilâ 40 bin arasında deri hücresi kaybederiz. | TED | قد تعلمون أننا نغير جلدنا حيث نتخلص من 30 إلى 40 ألف خلية جلدية في الساعة. |
| Yüksek deri çizmeleri, poturları, eski deri bir ceketi, muhteşem bir kaskı, ve o fevkalade gözlükleri, ve illa ki beyaz bir şalı olurdu rüzgarda uçuşan. | TED | يرتدي حذاء جلدي طويل, بنطال , سترة جلدية قديمة, خوذة رائعة وتلك النظارات البديعة وحتما وشاح ابيض ليتطاير مع الرياح |
| Neden kadın vücudundaki belirsiz, küçük ve kıvrımlı bir deri parçası önemli olsun ki? | TED | لماذا يجب عليك أن تكترث لطيَّة جلدية غير مرئية في جسد الأنثى؟ |
| deri bir ayakkabı alacağım, ayrıca bir kostüm ve bir ipek gömlek. | Open Subtitles | سوف اشترى زوج احذية جلدية مع بدلة جديدة و قميص حرير |
| deri ceket. Beyaz tişört, süveter. | Open Subtitles | يرتدى سترة جلدية و فانلة بيضاء و سترة بدون أكمام |
| İkisi deri mont giymişti, birinde iri bir dövme vardı! | Open Subtitles | كلاهما امتلكوا سترات جلدية و الثالثة كان لديها وشم كبير على ذراعها |
| Dört kişiydiler ve hepsi deri kıyafet giyiyordu. | Open Subtitles | كان هنالك 4 منهم وكانوا يرتدون ستر جلدية |
| Bozulan bir deri ceketim var. Neden nem deriyi bozar? | Open Subtitles | كانت عندي سترة جلدية قد فسدت، الآن، لماذا تفسد الرطوبة الجلد؟ |
| Saçımı simsiyah boyayıp, Harley Davidson ve deri ceket almıştım. | Open Subtitles | صبغت شعري بالأسود، واشتريت سترة جلدية ودراجة هارلي ديفيدسن |
| Ayrıca bu bir cilt hastalığı değil. | Open Subtitles | وعليّ أن أخبركم لا أعتقد بأن هذه مشكلة جلدية |
| Ama biz bütün paramızı hakiki deriden futbol topu almak için biriktiriyoruz. | Open Subtitles | أما نحن فندّخر نقودنــا لشراء كرة قدم جلدية أصلية |
| Genelde lateks kıyafetler olurdu. | Open Subtitles | عادة , كنت تلبسين ملابس جلدية وحزام |
| Bu derialtı bilgisayar çipi muhtemelen biyometrik. | Open Subtitles | هذه رقاقات حاسوبية تحت جلدية قد تكون مخصصة للإحصاء الحيوي |
| Buraya bir cildiyeci lazım, derhal! | Open Subtitles | احتاج الى طبيب امراض جلدية هنا حالاً! |