| Kafatası parçalanmamiş haldeydi, bu sayede üzerinde çalışmak daha kolay oldu. | Open Subtitles | إن جمجمتها كانت سليمة و هذا ما جعل العمل عليها سهلاً |
| Bu çenesinin sağı ve Kafatası tabanı çıkarılmış olan Ann'in bir görüntüsü. | TED | هذه صورة لـ آن والتي تم ازاله فكها و قاعدة جمجمتها. |
| - Ama bu darbe Kafatasının sol tarafında izole edilmiş. | Open Subtitles | و لكن هذا الضرر معزول على الجانب الأيسر من جمجمتها |
| Diyorsunuz ki, kafatasını ezdim ve ona ateş ettim. | Open Subtitles | أتدعي أنني حطمت جمجمتها ورميتها بالرصاص؟ |
| Bu kafatasında bulduğumuz kum tanelerine dair en iyi açıklama. | Open Subtitles | هذا هو التفسير الأفضل للأجزاء التي عُثر عليها في جمجمتها |
| Evet, biri kafasına vurmuş ve kafa kemiği şeyini patlatmış. | Open Subtitles | نعم، شخص ضربها على رأسها ووفجّر على جمجمتها... شيئاً ما |
| Burun boşluğundan, kafatasına yerleştirilen bir patlayıcıyla öldürüldü. | Open Subtitles | قتلت بسبب صاعق تم زرعه في جمجمتها عبر الفتحات الأنفية |
| Birisi kafasının arkasına sıkmış. | Open Subtitles | كان أحدهم قد أطلق رصاصة في الجزء الخلفي من جمجمتها. |
| Durun biraz, durun. Telsiz konuşmalarını dinledim. kafatasından bir parça kesildiğini söylediler. | Open Subtitles | انتظري للحظة، كنت أستمع للاسلكي وقالوا أنّ جزءاً من جمجمتها قد اقتطع. |
| Kafatası iki yerden delinmişti ve polisler oraya vardıklarında beyninin çoğu yere akmıştı. | Open Subtitles | وكانت جمجمتها مثقوبة بمكانين، وعندما وصلت الشرطة إلى هناك، معظم عقلها قد تناثر في أرجاء المكان |
| Kafatası kan izini bulduğun yerin çok altında kalıyor. | Open Subtitles | إن جمجمتها متصلة بشكل من الأسفل حيث وجدت آثار الدماء |
| Kafatası beyaz ırk ile Moğol ırkının özelliklerini taşıyor. | Open Subtitles | تظهر جمجمتها كوكاسايد مركب و معالم منغولية |
| Ama Kafatası ve kalbi, tamamlanması için kemikleriyle birlikte olmalı. | Open Subtitles | لقد وضحَت لك المكان ، أليس كذلك؟ ولكن جمجمتها وقلبها يجب أن يكونا مع عظامها لكي يكتمل جسدها |
| Kafatasının içindeki basınç düşene kadar flepi açık bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أترك جمجمتها مفتوحة حتى ينخفض الضغط بمخها |
| Kafatasının arka kısmının sol lambdoidal sütürunda çökme çatlakları var. | Open Subtitles | الكسر المنخفض على عظمها الصدغي يحزز خط الاتصال بين عظام جمجمتها الأيسر |
| Kurban beyaz bir kadın. Kafatasının bir kısmı yok. | Open Subtitles | الضحية امرأة بيضاء البشرة، جزء من جمجمتها مفقود. |
| Bu kız sadece yüzünü değil, kafatasını da değiştirmiş. | Open Subtitles | إن هذه الفتاة لم تغير فقط وجهها بل غيرت جمجمتها أيضا |
| Aslında, kafatasını açıp beynini ortaya çıkarmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | بل في الواقع أريدُ أن أنتزع جمجمتها وأكشف دماغها |
| kafatasında delik olan bir kadınla alay etmeye devam edin. | Open Subtitles | امزحا كما شئتما من ثوب النوم لامرأة بها ثقب في جمجمتها |
| O kadar sert vurulmuş ki, kafatasında çukur oluşmuş. | Open Subtitles | يعني أنها ضربت بقوة شديدة مما احدث تجويفاً في جمجمتها |
| Onu hastaneye götürüp, tomografiyle kanamanın yerini bulup kafasına bir delik açacağız, belki o zaman bir şeyi kalmaz. | Open Subtitles | نذهب بها للمشفى نقوم بأشعة مقطعية لتحديد مكان النزف نقوم بحفر حفرة في جمجمتها و |
| Uyuşturucudan ölmediyse kafatasına aldığı darbe öldürmüştür. | Open Subtitles | إن لم تكن المخدّرات قد قتلَتها فمؤكّد أنّ الضربة على جمجمتها قتلَتها |
| kafasının içine saplanan bıçaklar gibi bir başağrısı. | Open Subtitles | الُصداع الذي تشعر وكأنه سكاكين تُقطع في جمجمتها |
| Telsiz konuşmalarını dinledim. kafatasından bir parça kesildiğini söylediler. Beyninin bir parçası eksik mi? | Open Subtitles | انتظري للحظة، كنت أستمع للاسلكي وقالوا أنّ جزءاً من جمجمتها قد اقتطع. |
| Muhtemelen ameliyata ihtiyacı yok ama kafa içi basıncını kontrol edelim. | Open Subtitles | ,قد لا تحتاج لجراحة على الأرجح لكننا سنراقب الضغط داخل جمجمتها |
| Kafasında bir delik açmak, bir yıllık iyileşme süreci demek, biliyorsun. | Open Subtitles | سيضيف جمجمتها وحفر تعلمين كما ، شفائها لمدة إضافية سنة |